Bu ayki ustalar köşesinde Iğdır Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğr. Gör. Dr. Zeki HALİSin Iğdır Üniversitesi sosyal bilimler dergisinde 2012 yılında yayınlanan ilk müslümanlar bağlamında tencîmul-kurân yazısından alıntıları iki bölüm halinde paylaşacağız.
TENCÎMİN MÜSLÜMANLAR AÇISINDAN SEBEPLERİ VE HİKMETLERİ
Tencîmul-Kurân (Kurânın peyderpey indirilmesi) denilmektedir. Böylece Tencîmul-Kurân tabiri, Kurânın, Hz. Peygamber (a.s.)ın nübüvveti süresince, meydana gelen olaylara ışık tutacak, problemlere çözüm getirecek bir şekilde âyet âyet, sûre sûre indirilmesi manasına gelmektedir
Kurânın peyderpey nüzûlünün birçok hikmet ve sebebi bulunmaktadır. Bu hikmet ve sebeplerden bir kısmı, Hz. Peygamber (a.s.)dan sonra vahyin ilk inanan muhatapları olan Müslümanlar ile alakalıdır. Kurânın toptan değil de peyderpey inmesi neticesinde Müslümanlar bir anda, bütün mükellefiyetleri şâmil bir kitabın tamamıyla muhatap olmadıkları gibi böyle bir kitabı çok kısa bir zamanda okuma ve ezberleme zorunda da kalmamışlardır. Ayrıca bu nüzûl sayesinde, özellikle ilk devirlerde Hz. Peygamber (a.s.) ile birlikte birçok eziyete ve sıkıntıya maruz kalan Müslümanlar, peyderpey gelen âyetlerle teselli ve takviye edilmişlerdir. Diğer taraftan bu nüzûl neticesinde peyderpey nâzil olan vahiy, çok önemli yanlışlar yaptıklarında Müslümanları hemen uyarmış ve yanlışlarını düzeltmiştir.
1-MÜSLÜMANLARIN EKSERİSİNİN ÜMMÎ OLUŞU
Kurânın peyderpey inişinin önemli sebep ve hikmetlerinden birisi, o günkü Müslümanların ve diğer muhatapların okuma-yazma ve eğitim durumlarının gözetilmesidir. Çünkü Kurânın nâzil olduğu muhitte yaşayan Arapların birçoğu ümmî olup, okuma yazma bilmiyordu. Âyette(65/2) bahsedilen ümmî toplumun fertlerinin birçoğu kitaptan haberdar değillerdi ve hiç uyarılmamışlardı. Bu yüzden önceden alışık olmadıkları Kurân, toplu halde yazılı bir metin olarak gelseydi bu ümmî toplum içinde, onu okuyabilecek insan ya bulunamayacak ya da çok az bulunacaktı. Böylece Kurânın toptan inmesinin muhataplara faydası olmayacak, hatta onların kaldırılamayacakları yüklere sebebiyet verecekti. Bu yüzden, onu ezberlemek ve anlamak için uzun bir zamana ihtiyaçları vardı. İşte onlara bu uzun zamanı, Kurânın yirmi üç senede peyderpey nüzûlü sağlamıştır. Ayrıca Kurândaki bütün hükümleri bir anda almak zorunda kalsalardı, dinden nefret edip kaçabilirlerdi. Bundan dolayı Allah, Kurânın inişi konusunda onlara merhamet etmiş, onlara kolaylıkla muamelede bulunmuş ve onları bir anda bütün Kurânı okumakla, ezberlemekle ve ondaki bütün hükümlerle amel etmekle mükellef kılmamıştır. Ayrıca, Kurânın ihtiva ettiği hükümler birden nâzil olsa idi, yeni Müslüman olacak kimselerin bu hükümlerin hepsi ile daha İslâmın bidâyetinde mükellef olmaları îcab edecekti. Mesela Müslümanlar, hem sayı hem de güç bakımından pek az bulundukları bir zamanda cihâd ile mükellef olacaklardı
2-MÜSLÜMANLARI TESELLİ ETMEK VE MÜJDELEMEK
Müslümanlar, özellikle kıssalar vasıtasıyla, kendilerinden önce de müminlerin yaşadığını, onların da birçok eziyete maruz kaldıklarını ama imanları sayesinde sabrettiklerini öğrenmişlerdir. Bu nüzûl neticesinde inen her vahiy Müslümanlara psikolojik destek sağlamış, inkârcıların her türlü baskısı karşısında, korku, kaygı, endişe, sıkıntı ve üzüntü yaşadıklarında, belli aralıklarla müdahale ederek Müslümanlara destek olmuştur. Dolayısıyla bu nüzûl Müslümanlar hakkında rahmet olmuştur. Yani geçmiş peygamberlerde ve onların ümmetlerinde sizin için iyi örnekler vardır. Siz de onlar gibi sabretmeli ve cihada devam etmelisiniz. Onlardan öyleleri vardı ki düşmanları tarafından birçok musibete veyahut yenilgiye maruz kalmalarına rağmen hiçbir şekilde zafiyete düşmemişlerdir. Çünkü onların başlarına bu musibetler, Allah ve peygamber yolunda oldukları için geliyordu. Sizin durumunuz da aynı olduğu için siz de herhangi bir zaafa kapılmamalısınız. Bu da onları daha dikkatli davranmaya teşvik etmekteydi. İşte vahyin, meydana gelen hadiselerle birlikte yürümesi, Müslümanlara moral vermesi, yeri geldiğinde inkârcı kâfirleri tehdîd etmesi, Kurânın peyderpey nüzûlü sayesinde olmuştur.