İMANA SAPLANAN HANÇERLER: MEALLER-1

  • SUR YAPIIIIIII

Uzun zamandır kuran mealleri üzerine yazı yazmak istiyordum. Lakin konuyu nasıl anlatacağımı bir türlü toparlayamamıştım. Belki de bunun sebeplerinden biride kaş yapayım derken göz çıkarmak endişesiydi. Geçenlerde okuduğum 2006 yılında Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalında Arşiv görevlisi olan Süleyman GEZER’in Hitit ilahiyat fakültesi dergisinde yayımlanan “ENZELN EL-HADÎD” [EL-HADİD 57/25] İFADESİNİN TERCÜME VE YORUMLARI ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER adlı makalesi imdadıma yetişti. Bu yazımızda yukarıda adı geçen makaleden sadece konumuzla alakalı bölümünü alıp sonradan gerekli gördüğümüz yerlerde fikrimizi beyan edeceğiz.

 

   Belli bir toplum ve kültürü yansıtan dilin, kendisine yabancı olan başka bir kültür ve dile tüm anlatım imkânlarıyla çevrilmesi zordur. Üstelik dildeki deyişlerin, terkiplerin, inceliklerin ve duyguların yansıtılması ise daha başka zorluklar içermektedir. Arkasında sözlü kültürün ve hitabî tarzın hâkim olduğu Kur’an metni için bu daha da zorlaşmaktadır. Çünkü hitabi tarzın hâkim olduğu metinler, yazılı metinlerin aksine konuşma dilinin bütün imkânlarını içeren -coşkulu, duygusal, beden dili, jest-mimik vb.- özellikler sergilemesi Kur’an metninin çevirilerinde dikkat edilmesi gereken özellikler arasındadır. Ayrıca Kur’an metninin kelime ve terkiplerinin hep aynı zaman dilimine ait olmaması -yani aynı kavramlar kullanılsa bile Mekke ve Medine döneminde kavramların içeriği farklılaşabiliyor- istenilen anlamın yansıtılması açısından daha bir önem kazanmaktadır. Veya Kur’an’da geçen aynı kelimelerin kullanıldığı ortama ve bağlama dikkat edilmeden her zaman aynı anlamlarda başka bir dile aktarılması Kur’an’ın ifade zenginliğinin ortaya çıkmasını engellemektedir. BUNA İLAVETEN MÜTERCİMİN KENDİ DİLİNİN İFADE BİÇİMLERİNDEN, SÖYLEYİŞ ZENGİNLİĞİNDEN HABERDAR OLMAYIŞI GİBİ NEDENLERDEN DOLAYI YAPILAN MEALLER, ÇOĞU ZAMAN KUSURLU OLMAKTADIR.

   Elbette ilk dönemlerde Kur’an’ın kelimeleri, ne demek istediği, bir deyimin nasıl anlaşılması gerektiği konularında herhangi bir ihtilaf ve anlaşmazlık söz konusu değildi. Anlaşmazlık olsa bile bunu açıklayacak bir merciin olması bahsettiğimiz düşünceyi desteklemektedir. Kur’an’ın yaklaşık olarak 610-632 yılları arasında tamamlandığı düşünüldüğünde, günümüzle Kur’an arasındaki zaman farkının bir hayli fazla olduğu söylenebilir. Özellikle Mekke ve Medine döneminde kullanılan dil ve söylem bile farklılık gösterirken kaldı ki günümüzdeki Arapça ile o dönem Arapçasının belli başlı farklılıklar taşıması doğaldır. Ayrıca Arapça’nın zaman içerisinde geçirmiş olduğu dilsel değişim ve dönüşümler dikkate alındığında ayetlerin çevirisi daha bir önem kazanmaktadır.    

   Şüphesiz Kur’an Arap diliyle inmiştir. Kur’an’ın yazılması, okunması, ezberlenmesi, ilk muhataplarına bu dille hitap edilmiş olması Kur’an üslûbunun Arapça olduğunu gösterir. Bu nedenle Arap diliyle inmiş derken Hz. Peygamber döneminde kullanılan Arapça anlaşılmalıdır. Birtakım tarihsel nedenlerden ve dilin hızlı bir biçimde değişime uğramasından dolayı Hz. Peygamber döneminde Kur’an nasıl anlaşılıyorsa öyle anlamak zorlaşmaktadır. Yakın anlamın yakalanabilmesi için ilk dönem rivayetlerin ve sözcüklerin kullanımlarına başvurmak kaçınılmaz hale gelmektedir. O dönem yakın anlamın yakalanmasından sonra kaynak dilden hedef dile çeviri yaparken bunun en güzel biçimde yansıtılması gerekir. Kur’an’ın bütünlüğü çerçevesinde ayetlerde asıl kastedilen anlamı koruyarak deyiş ve terkiplerin farklı dillere aktarılması önem kazanmaktadır.

   Özellikle tefsir literatürüne ve derin bir Arapça bilgisine sahip olunmadan yapılan çevirilerle -buna bir de mütercimlerin kendi dilleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları eklenince- bazen içinden çıkılmaz hatalara düşülmektedir. Buna ek olarak mütercimin kendi zihninde kafasında oluşan birtakım bilimsel, ideolojik, siyasi sayılabilecek düşünceyle -ayetin mefhumu elvermediği halde ayeti açıklaması daha vahim hatalara yol açmaktadır.(1.Bölüm sonu)

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.