G) SIRAT:
“Sırat” yol anlamına gelmektedir. Kelami kaynaklarda geçen tanıma göre ise cehennem üzerine kurulan, müminlerin rahatlıkla geçeceği, kâfirlerin ise üzerinden cehenneme düşeceği köprüdür. Sırat köprüsü adı verilen şey kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür. Burada kıldan ince kılıçtan keskin ifadesi, sırat köprüsünün çok hassas bir düzen içinde olduğunu ifade etmektedir. Bu köprüden herkes geçecektir. Cennete giden de cehenneme düşen de bu köprüden geçmek zorundadır. Günahkârların bu köprüden geçerken, ayakları sürçecek ve kızgın alevli cehenneme düşeceklerdir. Müminler ise amellerine göre değişebilen bir hızla bu köprüden geçeceklerdir. Hz. Peygamberimizin bildirdiğine göre bu köprüden ilk geçenler, o ve onun ümmeti olacaktır. Sonrada diğer müminler amellerine göre bu köprüden geçeceklerdir.
H) CENNET:
“Cennet” bitki ve ağaçları ile toprağı örten bahçe anlamına gelmektedir. Bütün dini inanışlara göre müminlerin ölümden sonra huzur ve saadet içinde yaşayacakları yerdir. Peygamber‟in davetine uyarak iman edip, kulluk vazifelerini gereği gibi yapan temiz ve muttaki insanlar için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kur‟ân‟da cennet ebedi ikamet yeri olarak tanımlanmıştır. Kâf Suresi‟nde şöyle buyrulmaktadır: “Cennet takva sahiplerine uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size vaad olunan şu gördüğünüz cennettir ki, o Allah‟ın taatına dönen, onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah‟a bütün samimiyetiyle gıyaben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalple gelen kimselere aittir.” Ayette cennetin gerçek anlamda iman eden ve yüzünü Allah‟a dönen kulların mükâfat yurdu olduğu haber verilmektedir. Yine cenneti konu edinen diğer ayetlerde de Allah cennette mümin kullarına birçok nimet vereceğini vaad etmiş ve bu ayetlerde cehennem dehşetinin karşısına cennet nimetleri konulmuştur.
Zümer Suresinde cennet nimetleri olarak müminlere tahsis edilecek olan köşklerden bahsedilmekte ve şöyle buyrulmaktadır: “Fakat Rablerinden korkanlar için üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden caymaz.” Burada ayet cennet köşklerinden bahsetmekte, üst üste bina edilen katlardan oluşan köşklerin ve onların altından akan ırmakların canlandırıldığı manzara gözler önüne serilmektedir. Yine Tûr Suresi‟nde cennet nimetlerinden olan koltuklara değinilmekte ve şöyle buyrulmaktadır: "Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak." Bu ayetlerde sıra sıra dizili olan cennet koltukları rahatlık ve konforu çağrıştırmakta, nimetler içerisinde olmanın verdiği zevk hissettirilmektedir. Başka bir ayette ise “Bu konutlarda gözleri erkeklerinden başkasını görmeyen, daha önce ne insan ve ne de cin kökenli bir erkeğin el değdirmediği eşler vardır.” Bu ayette cennetteki eşlerin duygularının ve bakışlarının temizliğinden, iffetli oluşları ve eşlerinden başkasına bakmayışlarından bahsedilmektedir.
Müminlere verilen nimetler bunlarla da kalmamaktadır. Orada, cennetliklere istedikleri cinsten meyveler ve etler ikram edilecektir. "Bu konutların bahçelerindeki ağaçlarda her meyvenin iki çeşidi vardır. Her iki konutun bahçelerindeki ağaçların meyveleri yere yakındır, kolayca devşirilebilirler.” Bu ayette cennet meyvelerine değinilmekte, bahçedeki ağaçlarda her meyveden iki çeşit bulunduğu ve meyvelerin yere yakın olduğu bilgisi verilmektedir. Ayrıca bir diğer cennet nimeti olarak da kadehlerde içkiler sunulacağı ayetlerde bildirilmektedir. Ama bu dünya içkilerinden değildir, çünkü dünya içkileri dudak ve dillerden boş ve yakışık almayan sözler çıkmasına yol açmakta, duygulara ve organlara günah ve isyan tohumları ekmektedir. Oysaki Cennet içkileri arınmış ve temizlenmiştir. Kur‟an‟da bir diğer cennet nimeti olarak tertemiz masum ve parlak yüzlü genç çocukların (gılmanlar) olacağı haber verilmektedir. Temiz mi temiz, her türlü kirden uzak olan bu gençler cennettekilerin kadehlerini doldurmak ve hizmetlerinde bulunmak üzere onların aralarında gezerler. Kur‟an‟ da bunlar gibi daha birçok cennet nimetine değinilmektedir.