Bugün sizlerle altı bölüme ayırdığımız, yrd. Doç. dr. Mustafa ŞENTÜRKünBayburt ilahiyat fakültesi öğretim görevliliği zamanında uluslar arası inanç turizmi ve eshab-ı kehf sempozyumun da yaptığı tebliğin altıncı ve son bölümünü paylaşacağız.
5. Kıssanm Verdiği Mesajlar
Kıssaların amaçlarından birinin Hz. Peygamber'e ve Müslümanlara moral destek olduğu kabul edilebilirse de; Ahab-ı Kehf Kıssası'nın dini ve ahlaki mesaj vermekten çok Hz. Peygamber'i müşrikler karşısında zor duruma düşürmemek ve nübüvvete halel getirmemek amacını güttüğünü iddia etmek (Öztürk 2010: 330) onu tarihsel alana hapsetmek olsa gerektir. Oysa diğer kıssalar gibi, söz konusu ettiğimiz kıssanın da Hz. Peygamber' e ve Müslümanlara destek işlevine ilaveten, günümüz insanına verdiği/vereceği mesajlarından söz edilebilir.
Görebildiğimiz kadarıyla kıssada anlatılan evrensel gerçekler; tevhid, gerektiği zaman bu uğurda mücadele, kıyam ve hicret, Allah'ın rahmeti, yardımı ve buna güvenmek, Allah'ın va'di, yeniden diriliş ve ahiret inancı, Allah'ı hesaba katmadan hareket etmeme, Allah'tan başka sığınılacak melce' bulunmaması, kıssaların özü ile meşgul olunup gerçek amacı dışında değerlendirilmemesi
ve iradenin Allah'ın iradesi ile kayıtlı oluşu ... gibi hususlardır.
Bütün olarak kıssanın ana temasının ''yeniden diriliş (ba's) ve ahret inancı" olduğu söylenilebilir. Zira kıssanın anlatımına başlamadan hemen önceki ayetlerde, yeryüzünün türlü nimetlerle donatılması yeşillendirilmesi (Kehf 1817) ve sonrasında kurutulmasının; hayat ve ölüm, ölüm ve yeniden diriliş konusunda ashab-ı kehften daha canlı ve göz önünde işaretler olduğu belirtilmektedir. Buna göre .Allah her mevsim toprağın üstündekileri canlandırması (Ankebüt 29/63; Rum 30/50; vb.) ve harab olmuş şehre uğrayıp da "Allah bütün bunları öldükten sonra nasıl diriltecek?!" diye soran ve bunun üzerine Allah'ın kendisini yüz yıl ölü olarak bıraktıktan sonra dirilttiği (ba's) ve mağara arkadaşları gibi bir gün ya da daha az kaldığını düşünen kimse (Bakara 2/259) gibi; ashab-ı kehf de Allah'ın ölümden sonra dirilişi gösteren ayetlerindendir/ delillerindendir.
Değerlendirme ve Sonuç
Ahab-ı Kehf Kıssası, yeniden diriliş ve ahiret ana teması etrafında, özetle tevhid inancı ile bu uğurda mücadele, kıyam ve hicreti anlatmaktadır. Bunu yaparken Allah' ın rahmetine ve yardımına sığınmayı, Allahın. va'dini ve özellikle yeniden dirilişi ve ahiret inancını hatırdan çıkarmamayı; ayrıca Allah'ı hesaba katmadan hareket etmemeyi, zira Allah'tan başka sığınılacak melce' bulunmadığını belirtmektedir. Son olarak kıssaların özü ile meşgul olunmasını,gerçek amacı dışında değerlendirilmemesini ve insan iradesinin Allah'ın iradesi ile kayıtlı olduğunu vurgulamaktadır.
Afşin' de veya başka yerlerde, ülkemizde veya başka ülkelerde Ashab-ı Kehf' e ait olduğu söylenen mağaraları ve müştemilatını, tevhid mücadelesinin anı(msatıl)lması ve insanların bu mücadeleyi ve bu mücadeleyi verenlerin değerlerinin benimsenmesi bakımından önemli bir araç olarak kabul etmek gerekir. Ancak bu noktada aracın amaç haline getirilmemesi ve kıssanın özününve mesajının ikinci plana itilmemesi önemlidir.
Kehf Süresi'nde bulunan Ahab-ı Kehf Kıssası'nınsonu, mağara arkadaşlarıkonusunda münakaşa edilmemesi ve Kur'an dışı kaynaktan bilgi arayışına girilmemesi emriyle son bulmaktadır. Görünen o ki, Hz. Peygamber(sas), bu emre uymuştur. Zira bu konuda O'ndan mervi rivayetler bulunmamaktadır.
Emre sahabe de kısmen uymuştur. Çünkü İbn Abbas dışında konuyla ilgili rivayet yok gibidir. O halde sıra bizdedir. Bizim de kıssanın kendisine ve vermek istediği mesaja odaklanarak, çalışmalarımızı kıssa ile mesajı ve ondan çıkaracağımız hisse arasındaki mesafeyi kapatacak yönde yoğunlaştırmamız daha doğru olacaktır.