İTFAİYECİLİK ZOR İŞ VESSELAM

  • SUR YAPIIIIIII

Dünyadaki en zor meslekler arasında yer alır itfaiyecilik…

İnsanların canını, malını kurtarmak için saniyelerle yarışır itfaiyeciler…  

Doğanın zarar görmemesi için ter dökerler, zorda kalan hayvanlara el uzatırlar… Alevlere müdahale etmek için canlarını ortaya koyarlar…

Hata yapma şansları ‘sıfır’dır…

Duygusallığı kaldırmaz, bilgili ve cesaretli olmak zorundadırlar…

İşlerinin zorluğu siren sesiyle yola çıktıkları anda başlıyor.

İtfaiyeciliğin her şeyden önce “yardımseverlik” olduğu tek cümle ile özetlenebiliyor aslında.

İtfaiyeci olmak için bilinçli ve cesur olmak gerekiyor.

Bir olay esnasında profesyonelce işlerini yapmanın önemine işaret etmeye gerek bile yok.

İtfaiyecilerin hata yapma lüksü yok.

Facia anlarında karşılaştıkları manzaralar karşısında ruhsal olarak zorluk

yaşasalar da işlerini başarıyla tamamlamak zorunda olduklarının bilincindeler.

Acele etmek zorundalar çünkü saniyelerin önemi büyük.

Zor olan şeylerden birinin de itfaiye aracının yolda ilerlerken, bazı insanların duyarsız oluşuna da ayrı bir parantez açmakg erekiyor.

Siren sesine kulak kabartarak, yol vermeyenlere mi değinsek yoksa aracını öylesine yolun ortasına park edenlere mi değinsek bilemiyorum.

Hele bir de yollar dar ise bakın siz işe…

Pekçok olayla karşılaşıyorlar ve soğukkanlı olmak zorundalar.

İtfaiyecilik hem fiziksel, hem de psikolojik açıdan çok zor bir iş.

Psikolojik olarak hiç kuşku yok ki etkileniyorlar ama kendi kendilerini motive etmeleri gerekiyor.

Ölümlü trafik kazasını da görüyorlar, yangında can verenleri de…

Trafik kazasında aracın içerisindeki insanları kurtarmak isterken küçücük bedenlerin cansız bedenlerini gördüklerinde elbette ki etkileniyorlar ancak onların işi hayat kurtarmak ve işlerine devam etmek zorundalar.

Büyük orman yangınlarını da görüyorlar evleri yanarken oturup ağlayan ev sahiplerini de…

Sel baskınlarını da görüyorlar intihar edenleri de…

Belki onlar için en rahatı kedi kurtarma operasyonları…

İşlerini evlerine götürmemek zorundalar.

Çünkü ertesi güne yine dinç bir vücut ve rahat bir beyin ile başlamak zorundalar.

Aksi halde herşey tepetaklak olur.

Kendilerini yeni güne motive ederek görevlerinin başlarına geçmek zorundalar.

Olay yerinde hata yapma riskleri sıfırdır itafiyecilerin.

Eğer hata yaparlarsa insanlar hayatını kaybedebilir…

Ekip ruhu ile çalışmak zorundalar.

İtfaiyecilik bir ekip çalışması olduğu için halkaların hiçbirisinin başarısız olma şansı yoktur.

Yaşadıkları olayları unutuyorlar mı?

Tabii ki unutmuyorlar.

Bazen yastığa kafalarını koyduklarında o yaşadıkları anlar akıllarına geliyor ama yarın yeni hayatlar kurtarmak zorunda olduklarının bilincindeler.

İnsanlar onlardan yadım beklerken itfaiyecilerin yardıma muhtaç olma gibi bir lüksleri ne yazık ki yok…

İşin zorluğu açısından itfaiyeciliğin dünya genelinde üçüncü en zor işlerden olduğu söylenir.

Birincisinin askerlik, ikincisinin madencilik ve üçüncüsünün itfaiyecilik olduğu dillendirilir.

Bir yangına gidiyorlar ama içeride ne var bilmiyorlar.

İçeride yanan ve patlamak üzere olan bir tüp mü var yoksa kimsasal mı var bilmeden yangına müdehale ediyorlar.

Yaptıkları başarılı işlerin ardından alınan bir hayır duası onların en büyük ödülü oluyor.

 



Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.