İnsan hayatını şekillerinden konulardan biride kader konusudur. Kader konusu yaratılışından itibaren insan için çok büyük bir imtihan alanı olmuştur. Bu konuyu en basit ve anlaşılır şekilde anlatan Prof.Dr. Şaban Ali Düzgünün KELAM ARAŞTIRMALARI dergisinde 2013 yılında yayımlanan kader hakkındaki çok güzel olan yazısını 7 bölüm olarak noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kader meselesinin daha iyi çözümlenebilmesi için, konuyla ilişkilendirilen Kuran ayetlerinin okunması gereken farklı bağlamları dikkate almak gerekir. Böyle bir okuma ve anlama yöntemi, ayetlerle temellendirilen konuların daha (sis)tematik bir şekilde anlaşılmasına imkân verir. Bu açıdan bakıldığında, kaderle ilişkilendirilen ve hatta cebrî bir anlayışa kaynak yapılan ayetlerin hiç de öyle olmadıkları görülür. Bağlamları dikkate alınarak okunduğunda bu ayetlerin bir kısmının insanları ahlaki davranışa yönlendiren bir içerik taşıdığı; bir kısmının insanın varoluşsal kaygılarını öne çıkardığı ve evrendeki yerini hatırlattığı; bir kısmının epistemolojik bir tartışmanın fitilini ateşlediği; bir kısmının estetik endişelere tercüman olduğu; bir kısmının ise, Allah karşısında insanın evrende tuttuğu yerin göreceliğine dikkat çektiği görülür. Bütün bu kategorileri göz ardı edip, âyetleri sadece, insan eylemlerinin Allah tarafından belirlenip belirlenmediği veya henüz varlığa çıkmamış olayları Allahın bilip bilemeyeceği gibi dar bir kader tartışmasına sıkıştırmak, meselenin çözüm zeminini daraltmaktadır.
Mesela; Allah, çok bağışlayan, çok seven, arşın sahibi, şanı çok yüce olan ve dilediğini mutlaka yapandır! âyetinde olduğu gibi, bütün tonlarıyla Allahın yarattıklarıyla nasıl bir ilişki içinde olduğunu gösteren ve okuyanda bir cemal ve celal duygusu yaratmayı hedefleyen bu ayetin, Allah dilediğini mutlaka yapandır kısmını koparıp alarak bilinen çerçevesiyle kader meselesine malzeme yapmak, bu zemin daraltmasının tipik örneklerindendir. Bu durumda, aşağıdaki gibi bağlantılı olarak anılan ayetlerin anlaşılabilecekleri farklı bağlamları dikkate almak gerekir.
1. KADERLE İLGİLİ AYETLERİN BAĞLAMLARI
1.1.Kaderin Metafiziksel-Epistemolojik Bağlamı: Belirlenmiş Temel Varlık Yasaları
İlgili ayetlerin öne çıkardığı yönlerden biri, metafizikseldir. Allahın sıfatlarının daha âlem yaratılmadan hem kendi zatıyla hem de Allahın dışındaki varlıklarla yani âlemle olan ilişkisi, konunun metafiziksel yönünü oluşturmaktadır. Allahın geleceği bilmesi (zaman metafiziği) ve bilgisine konu olan varlıkların bilindikleri şekilde varlığa çıkmak zorunda olup olmadıkları (varlık modaliteleri) da konunun alt birimlerini oluşturmaktadır.
Varlıklar daha var olmadan (zamansal vurgu), varlık hâllerinin Allahın bilgisine konu olması ne demektir ve nasıl olmaktadır? Allahın bilgisi nesnesini belirler mi? Eğer cevap evet ise belirleme tarzı nedir? Yok, eğer belirlemiyorsa, belirlenmeyen bu nesne nasıl bir mahiyete sahiptir? Ve bu mahiyetlerin belirlenmemesi de bir kader midir?
Allahın varlıklara ilişkin bilgisinin belirleyici olduğu yönler vardır. Bunlar, bütün varlıkların tabi olduğu varoluş kanunlarıdır. Kuran bu temel varoluş yasalarına, kader/takdir/mikdar gibi terimlerle işaret etmektedir. Bunlarda bir kesinlik ve değişmezlik söz konusudur. Varlık kanunları (fıtratullah/âdetullah), sosyal kanunlar (sünnetullah), ahlak kanunları (sıbğatullah) gibi
Allaha izafe edilen, sünnet, fıtrat, âdet, sıbğa vb. varlık tarzları, Allah onları bildiği ve belirlediği şekilde cereyan eder. Bunlar, değişmez kanunlardır.
Varlık yasaları فطرة الل, Ahlak yasaları صبغة الله, Toplumsal yasalar سنة الله
Bunlarda bir değişikliğin olmayacağını Kuran-ı Kerim şöyle ifade etmektedir: Allahın kanun olarak belirlediklerinde bir değişme olmaz.