Prof.Dr. Şaban Ali Düzgünün KELAM ARAŞTIRMALARI dergisinde 2013 yılında yayımlanan kader hakkındaki çok güzel olan yazısının 5. bölümünü noktasına virgülüne dokunmadan kaldığımız yerden paylaşmaya devam ediyoruz.
1.1.Kaderin Ahlâkî Bağlamı: İnsanın İradesine/Seçimine Bırakılmış Yaşam Alanı
Kader meselesinin insan eylemlerine ilişkin yönü, ahlakidir. Meselenin ahlaki yönünü, Allahın adaleti, insanın iradesi, özgürlüğü ve sorumluluğu gibi unsurlar oluşturmaktadır. İnsanın yapıp ettiklerinden sorumlu olduğunun apaçık bir şekilde biliniyor olması ve gündelik yaşamda tecrübe edilmesi, ahlaki yönün metafizik yöne oranla daha kolay anlaşılmasını sağlamaktadır. Meselenin bu yönü Kelamda, ilahî fiiller ve insanî fiiller ayrımı yapılarak tartışılmıştır. Örrneğin Vasıl b. Ata, kaderi tartıştığı yerde, fakirlik ve zenginlik, hastalık ve sağlık, ölüm ve hayat gibi olguları ilahî fiiller olarak tasnif etmekte, ardından, iyi-kötü, fazilet-erdemsizlik gibi ahlaki sonuçlar doğuran ve sorumluları olan eylemleri ise insan fiilleri kapsamında saymaktadır.
Meselenin tahliline imkân veren bir ayeti burada anabiliriz:
ما اصاب من مصيبة في الأرض ولا في أنفسكم الا في كتاب من قبل أن نبرأها Yeryüzünde veya
kendinizle ilgili bir musibet meydana gelmeden önce mutlaka bir kitaptadır.
İmam Mâtürîdî, bu ayeti tahlil ederken önemli bir noktaya dikkat çekmektedir. Ayetteki önce zarfı, insanlar yaratılmadan önce mi, yoksa musibet meydana gelmeden önce mi olarak anlaşılmalıdır, diye sormaktadır. Eğer insanlar yaratılmadan önce bir kitapta yazılıdır denirse, bu insan için her şeyin belirlenmiş olduğu anlamına gelir ki, insanın iradesi, özgürlüğü ve sorumluluğu devreden çıkmış olur. İnsan yaşarken o musibet meydana gelmeden önce bir kitapta olması demek ise, o olayın bir kanuna göre meydana gelmesi demektir.
Ayetteki kitap, varlığın ve hayatın kanununu/yasasını ifade eder. Aşırı dozda radyasyona maruz kalan bir insanın kanser olması, varlığın ve hayatın kanunudur. Bu kitabî bir şeydir. Rusyada Çernobil nükleer reaktörünün infilak etmesinden sonra bölgede kanser vakalarının artması, bu kanunun en bilindik örneklerindendir. Bu bir kanundur ve insanlar yaşarken onları gelir bulur; daha onlar doğmadan önce onlar için böyle bir şey belirlenmez. Ayetteki önce zarfı, insan doğmadan önce değil, olay meydana gelmeden önce şeklinde anlaşılırsa, kader fikrine değil yasa fikrine ulaşmış oluruz.
2. KADER BAĞLAMINDA ÖNE ÇIKAN AYETLERİN ÖZNE/FAİL AÇISINDAN ÜÇLÜ TASNİFİ
Kader konusundaki tartışmalarda öne çıkarılan Kuran ayetleri tasnif edildiğinde, bazı ayetlerde özne olarak Allahın, bir kısmında insanın failliğinin vurgulandığını bir kısmında ise insanın irade ve talebine bağlı olarak Allahın failliğinin söz konusu edildiğini görürüz. Şimdi bu üçlü tasnife kısaca daha yakından bakalım:
Allahın failliğini vurgulayan ayetlere örnek
Biz Kuran mesajını anlamamaları için, kalplerine örtüler, kulaklarına da ağırlıklar koyduk .
İnsanı fail olarak öne çıkaran ayetlere örnek
De ki: Ey insanlar! Gerçek size Rabbinizden gelmiştir. O halde, kim doğru yola ulaşacak olursa kendisi için ulaşmış olacaktır. Kim de doğru yoldan sapacak olursa o da kendi aleyhine sapmış olacaktır. Ben sizin davranışlarınızdan sorumlu değilim.
Allahın failliğini insanın talebine ve fail olarak hareketine bağlayan ayetler
Allah birilerinin sapmasını dilemiş ise, sen Allahın onlarla ilgili kararını değiştirmek için hiçbir şey yapamazsın. İşte bunlar, Allahın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Dünyada rezillik onlar içindir, âhirette ise, onları çok büyük bir azap beklemektedir. Çünkü onlar yalana kulak verirler ve haram yerler.
Allah ancak fasık olanları saptırır.
Allah onları küfürlerinden dolayı lanetlemiştir.
Ancak Biz, onların içindeki inkârcılara, sözlerini tutmamalarından, Allahın ayetlerini inkâr etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden,kalplerimiz perdelidir demelerinden ötürü kalplerini mühürlemişizdir.
Biz haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.