Sit alanı içerisinde bulunan tarihi Kaleiçi’nde zaman zaman ahşap binalar dakikalar içerisinde küle dönebiliyor. Yangın sonrasında yapılacak olan yapı eskisi ile aynı olurken tarihi Kaleiçi’ndeki yapılar her ne kadar metruk da olsa değer kaybetmiyor.
Kaleiçi, 200 yıllık tarihi binalarıyla Antalya’nın en önemli kültürel miraslarından biri olarak biliniyor. Ancak son bir yılda Tuzcular ve Selçuk Mahallelerinde meydana gelen yangınlar, bölgedeki bazı yapıların tamamen yok olmasına neden oldu. Özellikle ahşap malzemeden yapılmış bu binalar, yangınlara karşı son derece savunmasız durumda. Yangınlar sırasında itfaiye ekipleri yoğun çaba sarf etse de binalar kısa sürede küle döndü.
METRUK BİNALAR MEVCUT
Kaleiçi’nde uzun yıllardır boş duran ve üzerinde 'satılık' ilanı bulunan bazı binalar, evsiz vatandaşların sığınağı haline geldi. Bu kişiler, ısınmak için ateş yakarken, farkında olmadan tarihi yapıların yangınla yok olmasına neden oluyorlar. Tuzcular Mahalle Muhtarı Uğur Çetin, bu duruma dikkat çekerek, bölgedeki metruk binaların büyük bir risk taşıdığını belirtti.
Mahallede birçok tarihi yapı var, ancak birçoğu sahipsiz durumda ve evsizler tarafından kullanılıyor. Bu da yangın riskini artırıyor. Turistler için büyük bir cazibe merkezi olan Kaleiçi, ne yazık ki bu tür olaylarla zarar görüyor. Kaleiçi sakinleri bu binaların restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın devreye girmesi gerektiğini dile getiriyor.
TARİHİ BİNALAR DEĞERİNİ KAYBETMİYOR
Her ne kadar yangınlar nedeniyle büyük hasar almış olsalar da, Kaleiçi’ndeki bu tarihi yapılar maddi değerini kaybetmiyor. Bölgedeki binaların çoğu 150-200 yıllık tarihe sahip ve bu durum, onların değerini korumasını sağlıyor. Bu binaların yanmasına rağmen değer kaybetmemesinin nedeni, onların tarihi dokusu olara ön plana çıkıyor. İnsanlar bu binaları alırken, restorasyon için ne kadar para harcamaları gerektiğini hesaplıyorlar, ancak yine de bu yapılar büyük ilgi görüyor.
Yangınlara rağmen tarihi binaların hala yüksek fiyatlarla alıcı bulması, Kaleiçi’nin Antalya’daki tarihi ve turistik önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak bu yapılar, gerekli restorasyon çalışmaları yapılmazsa gelecekte tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Haber: Yalçın KÜÇÜK