Son dönemde yaşanan suikastler ve artan çatışmalar, Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalini tekrar gündeme getirdi. Özellikle İsrail, İran, Hamas ve Hizbullah arasında yükselen gerilimler ve bu gerilimlerin arka planında Amerika’nın varlığı, bu tartışmaları alevlendiriyor. Anadolu ve Ortadoğu Uluslararası Dostluk Derneği Başkanı Engin Vural, bu konuda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Vural, "Son zamanlarda Üçüncü Dünya Savaşı ihtimali sıklıkla konuşulur hale geldi. Savaş ihtimalinin, yaşanan her gelişme üzerine rahatlıkla gündeme getirilmesinin abartılı tarafları olduğu gibi üzerinde düşünülmesi gereken yönleri de var" dedi. Vural, her uluslararası gelişmenin savaşa neden olabileceği yönündeki değerlendirmelerin mübalağalı olduğunu belirtti.
İsrail ve Hamas-Hizbullah Çatışması
Ortadoğu’da, özellikle İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar ve Hizbullah’ın da bu çatışmaya dahil olma ihtimali, dünya savaşı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Vural, böyle bir dünya savaşının çıkabilmesi için en azından bir ya da birkaç ülkenin İsrail’e saldırması gerektiğini belirtti. Ancak, ABD’nin İsrail’e olan güçlü desteği ve Avrupa ülkelerinin de bu desteği paylaşması nedeniyle bu senaryonun pek mümkün olmadığını vurguladı.
Vural, “İsrail, Filistin ve Lübnan meselesinde en büyük rakibi olan Suriye’de sistemin çökmesini, Libya’nın dağılmasını ve diğer ülkelerin kendi iç sorunlarıyla boğuşmasını bir fırsata çeviriyor” dedi. İsrail’in çatışma halinde olduğu Hamas ve Hizbullah’ın ABD ve Avrupa tarafından yasadışı örgütler olarak kabul edilmesi de İsrail’in bu meseleleri kökten çözme arzusunu pekiştiriyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı
Avrupa’daki Rusya-Ukrayna savaşı, üçüncü dünya savaşı ihtimalini daha farklı bir boyutta ele alıyor. Vural, bu savaşın Ortadoğu’daki çatışmalardan çok farklı bir denklemi barındırdığını belirtti. ABD ve Avrupa güçleri ile güçlü bir silah teknolojisine sahip Rusya arasındaki bu savaş, dünya savaşı tehlikesini içermiyor değil. Ancak, Vural, "Bir çatışmanın yıkıcı gücü arttıkça vuku bulma ihtimali de ters orantılı olarak azalır" diyerek, bu savaşın gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Türkiye'yi Nasıl Etkiler?
Olası bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın Türkiye üzerindeki etkileri çok büyük olabilir. Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle hem Ortadoğu hem de Avrupa’daki çatışma bölgelerine yakın bir noktada bulunuyor. Bu nedenle, herhangi bir büyük çaplı savaş Türkiye’nin sınır güvenliğini, ekonomik istikrarını ve iç politikasını doğrudan etkileyebilir.
Vural, Türkiye’nin böyle bir savaş durumunda nasıl bir pozisyon alacağına dair şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye, NATO üyesi olarak Batı ittifakının bir parçası, ancak aynı zamanda Ortadoğu’daki birçok ülke ile tarihi ve kültürel bağları var. Bu nedenle, Türkiye’nin dengeli bir politika izlemesi gerekecek. Ekonomik açıdan bakıldığında, savaşın etkisi ticaret yollarının kesilmesi, enerji kaynaklarına erişimin zorlaşması ve turizm gelirlerinin düşmesi gibi sorunlar yaratabilir. İç politikada ise toplumsal huzursuzluk ve göç dalgası gibi zorluklarla karşılaşılabilir."
Vural, dünya savaşının çıkabilmesi için çılgınca bir ruh halinin gerekli olduğunu ifade etti. "İdeolojik aşkınlığın miadını doldurduğu bir zamanda, dünya savaşı için motivasyon kaynağı ne olabilir?" sorusunu sorarak, ülkelerin menfaatlerinin kendilerinin de sonu olacak bir savaşa değecek bir neden olmadığını vurguladı.
Engin Vural, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Biz burada rasyonel temelde bu değerlendirmeleri yapıyoruz; ancak savaşın sebebi çılgınca bir ruh ise aynı savaş ihtimali İsrail ve Hamas-Hizbullah çatışması için de geçerli.”
Üçüncü dünya savaşı ihtimali sıklıkla tartışılsa da, mevcut güç dengeleri ve ülkelerin rasyonel menfaatleri göz önünde bulundurulduğunda, bu senaryonun gerçekleşme olasılığı oldukça düşük görünüyor. Ancak, olası bir savaşın Türkiye üzerindeki etkilerinin ciddi olacağı ve ülkenin hem iç hem de dış politikada önemli zorluklarla karşılaşabileceği açıkça görülüyor.
Yalçın KÜÇÜK