KUR’ N’A GÖRE GAYBİ BİLGİNİN KAYNAKLARI-2: İLHAM

  • imsa

Bugün sizlerle Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tefsir Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Gülşen ÖKTEN’İN 2015 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisinin 39 sayısında yayımlanan yazısının ikinci bölümünü paylaşacağız.

Gayb ile ilgili bilgi kaynakları arasında ikinci sırada yer verdiğimiz ilham, İslâm âlimleri arasında fikir ayrılıklarına sebep olmuş bir konudur. İlham, İslâmî terminolojide “delile bakmaksızın amele sevkeden bilginin kalpte vaki olması” şeklinde tanımlanır. Yani bahis konusu kavram, herhangi bir bilginin tefekkür ve istidlâl yoluna başvurmaksızın insanın kalbine doğması manasına gelir.  Bu anlamda ilham hem peygamberler hem de bunun dışında bazı insanlar için söz konusudur. Peygamberler için söz konusu olan ilham, genellikle Allah'tan vasıtasız bilgi almak manasına gelmektedir ki daha önce vahiy başlığı altında Kur'ân vahyi dışında da vahyin söz konusu olduğunu ifade etmiş ve ilhamı sünnet vahyi kapsamında değerlendirmiştik.

Peygamberler dışındaki insanlar için geçerli olan ilham ise, onların herhangi bir bilgiyi aklî bir çaba olmaksızın kalplerinde veya zihinlerinde hazır bulmaları manasına gelmektedir. İşte bu manadaki ilhamın gaybî bilgi kaynağı olarak kabul edilmesi hususunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. İslâm kelamcılarına göre söz konusu ilhamla peygamberlere verilen ilham arasında bazı farklar mevcuttur. Peygamberlere verilen ilham, Allah’tan olduğuna dair hiçbir kuşku bırakmayacak kadar kesindir. Bu yolla verilen bilgilerin hepsi hüccettir. Nübüvvet dışı ilham ise bu kısımdan sayılmaz, zira kaynağı belli değildir. Bu çeşit ilham rahmânî olduğu gibi şeytânî de olabilir. Dolayısıyla kesin bilgi olarak kabul edilemez. Böyle olduğu içindir ki nübüvvet dışı ilhama mazhar olanların sahip oldukları bilgiler kendilerinden başka kimseyi bağlamaz. 

Kur'ân-ı Kerîm'de "ilham" kelimesi sadece Şems sûresi sekizinci âyette zikredilmektedir. Âyet ile ilgili yapılan tefsirler neticesinde ilham lafzını genel olarak üç seçenek hâlinde açıklamak mümkündür:

a. İlham, Allah’ın insana yaratılışı esnasında bazı hususları bildirmesidir.

b. İlham, Allah’ın insana kendi çaba ve iradesi neticesinde bilgi vermesidir.

c. İlham, Allah’ın kulun kalbine bir şeyi koyması ve yerleştirmesidir.

Allah Teâlâ âyette, nefse fücur ve takvasını ilham ettiğini buyurmakta, ardından nefsini temizleyenin kurtulacağını, kirletenin de hüsrana uğrayacağını bildirerek, insanın kendi iradesine atıfta bulunmaktadır. Yani kişi vereceği karar hususunda vicdanına danışarak yolunu bulabilir. Elmalılı Hamdi Yazır (ö. 1361/1942) da kişinin vicdanına danışması halinde, Allah'ın takva ve fücur yolunu ona göstereceğini ifade etmektedir.

Özetle Kur'ân'a göre ilhamın, Allah'ın insan fıtratına cebrî bir bildirimi olduğunu ifade edebiliriz. Kanaatimizce kişinin doğuştan sahip olduğu, davranışlarında iyi ile kötüyü ayırt etmesini sağlayan iç yetenek olan vicdan kavramı, Allah'ın insan nefsine olan ilhamının karşılığıdır. Vicdan, ıstılah olarak Kur'ân'da bulunmamakla beraber bir mefhum olarak hem Kur'ân'da hem de hadislerde yer almaktadır. Bu vicdanî bilgiye ulaşmak için vahiy veya tefekküre ihtiyaç bulunduğunu, dolayısı ile ilhamın tek başına ayrı bir bilgi kaynağı olarak nitelendirilemeyeceğini söyleyebiliriz.

Bununla birlikte "İnsan fıtratına henüz yaratılışında, herhangi bir çaba ve irade söz konusu olmadan ilham eden Allah'ın, yeniden ilham etmesi söz konusu olabilir mi?" sorusunu kendimize sormamız gerekmektedir. Bunun mümkün olduğunu ifade eden mutasavvıflar bu konu hakkında tek delilin tecrübe olduğunu dile getirmektedirler. Buna göre daha önce Allah Teâlâ insana henüz yaratılışında ilham ile bilgi vermiş ise yeniden, lütfettiği kullarına herhangi bir çaba ve iradeye bağlı olmaksızın ilham yolu ile Levh-i mahfuzdaki bilgileri verebilir. Ancak ilham ile elde edilen bilgilerin genel bir hüküm veya şer’î bir kural niteliğinde olduğu söylenemez. Mutasavvıflar ilham neticesinde ulaşılan bilgilerin daha çok ahlâk, edep, nefs terbiyesi ve irfanla ilgili olduğunu ifade ederler.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.