KURAN-I KERİMDEKİ KISSALAR VE İSRÂÎLİYYÂT

  • imsa

Bugün sizlerle İnönü Üniversitesi sosyal bilimler fakültesi öğretim üyesi Halil İbrahim KARAKEÇİ’nin 2015 yılında yayınladığı yüksek lisan tezinden konu şeklinde yaptığımız alıntılardan üçüncü bölümünü paylaşacağız.

  İsrâîliyyât, kelimenin kökeni ( إسراءيل) itibariyle ilk bakışta Yahûdî kaynaklarda geçen

ve tefsir kitaplarına giren bilgileri ifade ediyor görünse de, bu kavram, Yahûdî,Hıristiyan ve

daha başka İslâm dışı kaynaklardan aktarılan bilgileri kapsamaktadır. Kur’an’ın önemli bir

bölümünü oluşturan Kur’an Kıssaları da ister istemez bu alanda oluşan bilgi kirliliğinden

nasibini almıştır.

  Kur’an-ı Kerim’de geçen birçok kıssanın ayrıntılarının verilmeyişi,insanların merak duygularını kamçılamış ve onları daha fazlasını öğrenmeye itmiştir. Durum böyle olunca insanlar bu tür bilgileri en yakın kaynağından öğrenmek için ilk dönemde yeni Müslüman olmuş Ehl-i Kitaptan sahabeleri tercih etmişlerdir. Kur’an, Tevrat ve İncil’de özde müşterek olan bazı kıssalarla ilgili olarak Ehl-i Kitab Yahûdî ve Hıristiyanlardan alınan cevaplar, tenkid süzgecinden geçirilmeden zamanla tefsir kitaplarına girmiştir. Asırlar boyunca, din bilginlerinden bazısı, bir öncekinin eserine başvurmak sûretiyle aynı şeyi tekrar etmiş ve hayal mahsulü bir takım düzmece bilgiler oluşmuştur. Bu hayal mahsulü şeyler, bazen Kur’an’da anlatılan kıssadan 20-30 misli daha fazla bir yekun meydana getirmiş, bazı hallerde kıssanın aslı ile son anlatılan/aktarılan arasında irtibat diye bir şey kalmamıştır. Kıssacılar ve vaizler konuşmalarında âyetlerden çok bu kıssaları anlatmaya başlamış, bu da Kur’an’ın özünden uzaklaşmayı, tevhid ve hidâyetten sapmayı beraberinde getirmiştir.

  Kıssaların başka bir özelliği de, olayların ayrıntılarına girmekten ziyade, verilmek

istenen mesajın önem kazanmasıdır. Bundan dolayı, onlarda söylenen şeyle iktifa edilmez,

alınacak derslere dikkat çekilir. Tefsir kaynaklarında birçok peygamberin kıssalarına yer

verilir. Söz konusu kıssalar peygamberlerin hayatı, Hakk’ın yoluna davette karşılaştıkları

güçlükler ve mu’cizeler gibi ana gayeye matuf konular yerine, Nûh’un gemisinin ölçüsü ve

yapıldığı ağacın cinsi, Hızır’ın öldürdüğü çocuğun ismi, cennet’ten indiği zaman Hz. Âdem’in yanında getirdikleri, Hz. Musa’nın Âsa’sının hangi ağaçtan yapıldığı gibi haberlerin, tefsir kaynaklarına yansıması, İsrâîlîyyât olarak algılanmaktadır. Bu gibi haberler, ilk dönem rivâyettefsirlerinde daha fazla görülmektedir.

  Bu dönemdeki bazı müfessirler, bu haberlerin İsrâîli haberler olduğunu bile bile,

Kur’an-ı Kerim’deki kıssaların açıklığa kavuşturulması, mübhem olan yerlerin tayini, zaman

ve mekânların gösterilmesi gibi hususlarda mevcut İsrâîliyyâtı nakletmekten geri

durmamışlardır.İsrâîliyyâtın İslâm toplumunda yayılmasında "Kassâs"ların da ayrıca büyük rolü

olmuştur. Bu kassâs’lar daha ziyade Kur’an müfessiri olarak ortaya çıkmışlar ve

dinleyicilerine, Kur’an-ı Kerim’in kısa ve kapalı olan hususları ile ilgili doyurucu bilgiler

vermeye çalışırlardı. Bu bilgilerin kaynağı da, daha ziyade Ehl-i Kitap mensuplarıydı.

Duyduklarına kendi hayal dünyalarından da bir şeyler katarak, öğrencilerine bir şeyler

aktarırlardı. Şurası enterasandır ki bu adamlar, hayal mahsulü olan ve hiçbir şekilde insanlarınmuhtaç olmadığı ve ebediyen olmayacağı bilgilerine, çoğunlukla güvenilir kişilerden müteşekkil bir sened eklemeyi ihmal etmezlerdi. İşte bu yolla da pek çok şey tefsirlere girmefırsatı bulmuştur.

  Yukarıda saydığımız peygamber kısaslarının yanında, aynı başlık altında değerlendirebileceğimiz Ashâb-ı Kehf, Ashâb-ı Ress, Ashâb-ı Uhdûd, Tâlût-Câlût ve Hârût-

Mârût gibi Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen bir takım kıssalar da bundan nasibini almıştır. Bize

düşen bu kıssalar ile ilgili asılsız ve hiçbir gerçekliği olmayan haberleri tespit etmek ve

bunları ayıklamaktır. Tabi bu tespitleri sağlıklı bir şekilde yapabilmek ancak İsrâîliyyât’ın ne olduğu ve tefsir ilmine nasıl girdiği ile ilgili bilgi sahibi olmamıza bağlıdır. (ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SONU)

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.