KURANIN ANLAŞILMASINDA METEFORLARIN ROLÜ - 1

  • SUR YAPIIIIIII

   Bu hafta sizlerle üç bölümden oluşan Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Tefsir Anabilim Dalı Öğrt. Üyesi, Dr. Mustafa KILIÇARSLAN ın Pamukkale ünv. Dergisinde 30/06/21 tarihli   Kur’ân’ın Anlaşılmasında Metaforların Rolü adlı çalışmanın ilk bölümünü paylaşacağım.

   Kur’ân benzetme yaparken kelimelerin kendi manalarının da ötesine geçerek onlara yeni bir açılım getirmekte ve vahyî prensipler ışığında anlamı genişletmekte ya da daraltmaktadır. Soyut konuların somut hale getirilmesi, bir şeyin başka bir şeye benzetilmesi ve iki somuttan birini diğerine benzetmek suretiyle biri sayesinde diğerinin anlaşılır kılınması şeklinde anlaşılan benzetme sanatı olan metefor, Kur’ân’daki metaforların konumlandırıcı bileşenleriyle farklı bir boyut ve derinlik kazanmıştır. Metaforlar, Kur’ân’ın özünü açıklayacak ortak bir paydaya işaret etmektedir. Bu yönüyle metaforlar Kur’ân’ın ana fikriyle uyumlu bir görüntü arz etmektedir. Soyut ve anlaşılması güç bir meseleyi somutlaştırmak gibi sığ bir gaye Kur’ân’ın hikmet dolu vasfıyla örtüşmemektedir. Metaforlar Kur’ân’da hikmete dayalı en yüksek örnek modeli olarak karşımıza çıkmaktadır Kur’ân, Kâfirleri, Müşrikleri, Münafıkları, Müminleri, iyi insanları, ahlâklı olanları hep metaforlar üzerinden ele almıştır

   Mesela Kur’ân, müminlerin dünyadaki konumlarını belirtmek ve onların Kur’ân açısından nasıl değerlendirildiğini bildirmek için “ağaç” metaforunu kullanmaktadır. Allah’a inananlar ağaçlara benzetilerek onurlandırılmış ve onlara şerefli bir konum atfedilmiştir. “Ağaç” metaforu öyle sıradan bir benzetme değildir. Mümin-ağaç benzerliğinin İbrâhim suresinde(24-25) vurgulanıyor olması da tesadüfî değildir. Zira Allah’ın birliğinin sembolü olan tevhid ilkesinin Kur’ân’daki taşıyıcı ismi olan İbrâhim peygamber’in putperest zihniyetle girdiği mücadeleyi anıtlaştıran simge olarak “Tevhit Ağacı” bizlere sunulmuş olmaktadır.

   Mekke ve Medine’deki Arap toplumunun kültürel hayatlarındaki çarpıklıklara ve bireysel ilişkilerdeki ahlâksızlıklara dikkat çeken âyetler, muhataplarını Kur’ân’ın prensipleriyle tanıştırmak için çeşitli argümanlar kullanmıştır. Onların zihin dünyalarını sarsıcı mahiyette benzetmelerle Yüce Allah’ın kudretine ve bireye biçilen role temas edilmiştir.

   Örneğin Mekkeli müşriklere “Andolsun göğe ve Târık’a” şeklinde seslenen Kur’ân, göğe ve orada yer alan bir varlığa yemin ederek, insanın başıboş yaratılmadığını ve kendi gözünde manaya nasıl bir yücelik yüklediğini belirtmiştir. Sonra da peygamberine seslenerek; “Târık’ın ne olduğunu ne bildirdi sana?” diye sormuş ve âyette bahsedilen Târık’ın bilgisinin ancak Allah’ın katında olduğuna işaret edilmiştir.

   Peki, nedir bu Târık? Mekke’de yaşayan insanları düşünelim, onların sosyal konumları ve sahip oldukları geleneksel yaşantı Kur’ân’ın bu seslenişi karşısında nasıl tepki verecektir. İşte burada devreye metaforik anlatım tarzı girmektedir. Kur’ân’ın metaforik üslûbu ile Târık, “delip geçen bir yıldız”a benzetilmiş ve böylece Târık kelimesi, “yıldız” metaforu ile anlatılmaya çalışılmıştır. Bu yıldız delip geçen bir yıldız olarak nitelendirilmiştir yani o herhangi bir yıldız değildir. Gecenin karanlığını yırtan ve adeta ışığıyla siyahlığı aydınlığa çeviren yıldızlar Kur’ân’ın benzerlik algısında “Târık” ile kastedilenin ne olduğunu dinleyenlerin kalbine yerleştirmiştir.

   Geceyi gözetleyen yıldızlar gibi Yüce Allah da kullarını izlemekte ve onları takip etmektedir. İnsanların yaptıkları hiçbir iş Allah’ın gözetlemesinin dışında değildir. İnsanın amellerini koruyup sayacak, onları zayi etmeyecek bir gözetleyicinin varlığı ilan edilerek korunan ve kaydedilen amellere vurgu yapılmıştır. Cahiliye düzeni içerisinde güçlünün zayıfı ezdiği, insan haklarının hiçe sayıldığı, adaletin ve eşitliğin sağlanamadığı bir platformda iyilik ve kötülük adına yapılan her ne varsa bunun İlahi bir göz tarafından kaydının tutulduğu bilgisi “Yıldız” metaforuyla muhatapların dünyasına şok edici bir mahiyette indirilmiş olmaktadır.

   Bu benzetmenin mekkî âyetler içerisinde yer alıyor oluşu, ilk temasın kurulduğu Mekke düzleminde kurulu düzene esaslı bir başkaldırının somutlaşmış halini yansıtmaktadır. Nasıl ki yıldız gecenin sırlarını açığa çıkartıyorsa Allah Teâlâ da kıyamet gününde herkesin yapıp işlediklerini önüne serecektir. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.