MEKKE’DEN TÜRKİYE’YE, STATÜKO SAVAŞLARI

  • SUR YAPIIIIIII

Hepimizin bildiği gibi peygamber efendimiz(sav) zamanında yayılan yeni din, birçok insanı rahatsız etti. Yeni din mensupları diğer insanla hiçbir zararı olmamasına rağmen, kabul görmedi. Mümin suresi 28. Ayette buyrulduğu gibi bu insanlar rabbim Allah dediği için eziyet gördüler. Hiç kimsenin tavuğuna kış demedikleri halde, bu insanlar zulme ve boykota neden reva görüldüler? Olayın İrdelenmesi gereken birinci boyutu bu. İkinci olarak kim kime neden eziyet ediyordu, destek verenler kimdi ve hangi mantıkla hareket ediyorlardı?

    Mekke de yaşanan zulüm ve boykot olaya kısaca baktığımızda, dışarıdan inanç farklılığı gibi görünse de,  aslında mevcut statikonunun koruması ve ekonomik bir savaşın tezahüründen başka bir şey değildi. Mekkenin ekonomik dizginlerini elinde bulunduran elit tabaka, Allah resulünün(sav) Allah’ı(cc) birlemesi ve insanları eşit ilanıyla sömürü düzenlerinin bozulacağını anladılar. Bu düzenlerini korumak için sırayla ve metodik olarak hareket ettiler. Denedikleri İşkence, yalan, iftira ve karalama kampanyalarından istedikleri sonucu alamayan bu ekâbir takımı, bu sefer de Müslümanlar için ekonomik boykot uyguladılar. Müslümanlara ekonomik boykot uygulayarak, temel ihtiyaç malzemelerine erişimi zorlaştırdılar. Allah resulünün otoritesini ve davasını yok etme adına Mekke’ye gelen ticaret mallarını Müslümanlara vermemek için hem fiyat arttırdılar hem de stok yaptılar.

   Boykot olayında ilginç bir şey dikkatimizi çekiyor. Ekâbir takımı dâhil,  Mekke de yaşayan tüm insanlar boykottan kaynaklanan ekonomik sıkıntıdan etkileniyorlardı. Lakin Allah resulüne olan kinleri, tarafgirlikle birleşince kendilerini var eden ortak değerlerini, bir anda yok saydılar. Tarafgirlik ve kinleri yüzünden O devrin birleştirici en güçlü bağı olan akrabalık bağını hiçe sayarak, ekonomik sıkıntıdan kendileri de etkilenmesi pahasına, bu boykota destek veriyorlardı.  Bu destek üç yıl kadar sürdü. Üç yılın sonunda destek verdikleri ambargo onları da iyice sarsmaya başlayınca, verdikleri desteğin yanlış olduğunu anladılar. Çünkü ekonomik boykotu kaldırma gayreti başlayınca hiç kimse engel olmamıştır. Hatta azgın elit tabaka bile boykotun kaldırılmasına ne bir direnç nede bir tepki göstermemiştir.

    Olayı günümüze taşıdığımız zaman, bugünlerde de ülke olarak bir modern boykot günleri yaşıyoruz. Dün olduğu gibi bugünde toplumun bir kısmı bu ateşe kendilerinin çıkarına olduğu zannıyla odun taşıyor. Bir taraftan karlı çıkarken diğer taraftan zararda olduklarını göremiyorlar veya tarafgirlik yüzünden görmek istemiyorlar. Tarafgirlik bakış aynı gemide olduğumuzu unutmamıza sebep oluyor. Küçük çıkarlar adına, insanların basiretler bağlanınca,  içinde bulunduğumuz gemi batarsa kendilerinin de batacağını düşünemiyorlar.

   Allah resulünün zamanında ki boykota destek veren bu insanlar akıl tutulmasından ancak üç sene sonra kurtuldular. Üç senenin sonunda yaptıkları işin üç beş kişinin işine yaradığını lakin kendilerine de aynı şekilde zarar verdiğini anladılar. Bu insanlar boykot bitince, Allah resulüne düşmanlıktan vazgeçip yanında mı yer aldılar? Hayır. Sadece yaktıkları ateş kendilerini yakmaya başlayınca metotlarının yanlış olduğunu anladılar. Daha sonra yeni yeni planlara destek verdiler. Yokolma pahasına da, düşmanlıklarından vazgeçmediler. Bugünde ve yarında aynı şekilde Türkiye düşmanları da yok olma pahasına düşmanlıklarından vazgeçmeyecekler. Kıyamete kadarda vazgeçmeye de niyetleri olmayacak.

   Nasıl ki dün Mekke deki Müslümanlar, dik duruşuyla zafer kazandıysa, bugünde bizler birlik ve beraber olarak dik duruş sergilersek, dış görünüşü döviz olan, lakin amacı statikonun korunması adına yapılan bu savaşın kazananı, Allahın izniyle Türkiye olacaktır.

    

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.