• imsa
SAĞLıKHaber Girişi : 11 Aralık 2023 12:40

Meniere hastalığı ihmale gelmez!

Meniere hastalığı ihmale gelmez!

Kulaklarınızda basınç hissediyor, günden güne değişen işitme kaybı yaşıyor, kulağınıza deniz kabuğu tutmuşçasına hışırtı ve uğultu duyuyor, uzun süreli baş dönmesi krizleriyle boğuşuyor, ataklar sırasında kendinizi saatlerce lunaparkta roller coaster’a (hız treni) binmiş gibi mi hissediyorsunuz! Bu sinyallere kulak vermenizde fayda var! Zira günlük yaşamın koşuşturmacasında görmezden geldiğiniz ya da doktora başvurmayı ötelediğiniz bu şikayetler başınıza çok büyük sorunlar açabilir! Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil kişinin yaşam kalitesini azaltan bu hastalığın tedavisinde günlük tuz tüketimini azaltmaktan cerrahi yöntemlere kadar pek çok seçeneğin olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arif Ulubil, toplumda ismi çok duyulmamış Meniere hastalığını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

 

 

“Meniere” işitme kaybı veya vertigoya yol açan bir iç kulak hastalığı. İç kulakta oluşan aşırı sıvı basıncı, bölgede bulunan tüylü hücrelerin işlevini bozarak kulak içi zarların yırtılmasına ve ardından karışmaması gereken sıvıların birbiri ile temasına neden olarak baş dönmesi ataklarına yol açıyor. Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil, bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı durumlarda kafa travması veya orta/ iç kulak enfeksiyonları ile ilişkilendirildiğini belirterek “Genellikle sorun, iç kulak sıvı boşaltımını sağlayan endolenfatik kanal denilen yapının dar olmasından kaynaklanıyor. Alerjiler ve otoimmün bozukluklar da hastalığa neden olabiliyor” diyor.

 

Bu şikayetlerle kendini gösterebiliyor!

 

İşitme kaybı, vertigo (baş dönmesi) ve kulakta çınlamanın Meniere hastalığının başlıca göstergelerinden olabildiğini belirten Prof. Dr. Arif Ulubil şöyle konuşuyor: “İşitme kaybı genellikle sadece kulağın bir tanesini etkilerken, hastalığın erken evrelerinde hafif veya günden güne şiddeti değişen şekilde yaşanıyor, sonraki aşamalarda şiddetli ve kalıcı hale gelebiliyor. Hastaların, bir motor sesi ya da deniz kabuğunun kulakta oluşturduğu ses şeklinde tarif ettiği çınlama yani tıptaki adıyla tinnitus şikayetine de sıklıkla rastlanıyor. Birçok hasta ayrıca kulaklarında basınç veya dolgunluk yaşıyor ve basınç genellikle baş dönmesi öncesinde veya sırasında artıyor. Tedavinin düzenlenmesinde bu basıncın takibi büyük önem taşıyor. En çok sıkıntı yaratan şikayetlerden   biri de baş dönmesi yani vertigo oluyor. Baş dönmesi ataklarına sıklıkla mide bulantısı ve kusma eşlik ediyor. Beklenmedik bir şekilde gelip giden vertigo atağı yatıştıktan uzun süre sonra bile yorgunluk veya dengesizlik hissi sürebiliyor. Tipik bir Meniere atağı saatlerce sürebiliyor.”

 

Tedavide ilk adım tuz tüketimini azaltmak!

 

Meniere hastalığında basamak tedavisi yöntemi izleniyor yani en basit diyet değişikliklerinden başlanıyor ve süreç karmaşık iç kulak cerrahilerine kadar ilerleyebiliyor. Hastalık ile ilişkili baş dönmesinin genellikle çok büyük oranda ilaçlar ve diyet değişiklikleri ile kontrol edilebildiğini belirten Prof. Dr. Arif Ulubil “Tuzu azaltmak, iç kulak sıvısını düşük tutmaya ve baş dönmesini önlemeye yardımcı oluyor. Düşük tuzlu bir diyet; yiyeceğe tuz eklememek, hazır gıdalardan kaçınmak ve gıda etiketlerini okuyarak sodyum alımını kısıtlamayı içeriyor” diyor. Diyetten fayda sağlanamazsa medikal tedavi yöntemleri ve enjeksiyon tedavisi uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Arif Ulubil, daha ileri boyutta ise cerrahi yöntem gerekebildiğini söylüyor.  

 

Endolenfatik Kese Cerrahisi yüz güldürüyor

 

Cerrahi yöntemin ancak diğer önlemler başarısız olduğunda bir seçenek olduğuna dikkat çeken KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil “Cerrahi tedavi bazı hastalarda gerekebilir. Cerrahi prosedürler, Meniere hastalığında sık görülen vertigo nöbetlerini ortadan kaldırabilir ancak işitme kaybını iyileştirecek bir ameliyat yöntemi henüz bulunmuyor. Güncel operasyon tekniklerinden “Endolenfatik Kese Cerrahisi” ile hastalık büyük oranda kontrol altına alınıyor, atak sıklıkları çok azalıyor ve hastanın işitme duyusu korunuyor” diyor. Bu ameliyat tekniği çok özellikli olduğu için çok az hekim tarafından uygulanıyor ancak ilaç tedavisinden yarar göremeyen gruptaki hastalarda yüzde 70 oranında başarılı sonuçlar almak mümkün oluyor.  

Prof. Dr. Arif Ulubil ameliyat yöntemine ise hastanın yaşı ve sağlığı, tıbbi durumu ve işitme durumuna göre karar verildiğini söylüyor.