Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi’ne üye sendikalılar Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak öğretmenlerin beklentilerini karşılamadığını savundukları Öğretmenlik Meslek Kanununda değişiklik yapılmasını talep etti.
Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi’ne üye sendikalılar Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak öğretmenlerin beklentilerini karşılamadığını savundukları Öğretmenlik Meslek Kanununda değişiklik yapılmasını talep etti.
İLK DERSE GİRMEDİLER
Eğitim Bir Sen Antalya Şubesine üye eğitim çalışanları, sendika Genel Merkezinin aldığı karar doğrultusunda Öğretmenlik Meslek Kanununda değişiklik talebini daha yüksek sesle duyurmak üzere 1 Kasım tarihinde okullarındaki ilk derse girmedi ve ardından Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, Öğretmenlik Meslek kanununun mevcut hakları koruyacak, kariyer basamaklarında hizmet süresini önceleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu.
‘MESLEKİ AÇIDAN YOKSUNLUK’
Eğitimin verimliliği ve niteliğinin, eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi, özlük hakları boyutuyla da emeklerinin karşılığının verilmesiyle mümkün olacağını belirten Başkan Eyüp Bülent Miran, “7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılama yönünde olumlu bir adım olmanın ötesine geçememiş, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamamıştır” dedi. Miran, Türkiye’de fiilen görev yapan 1 milyonu aşkın öğretmen olduğunu ancak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar mesleğin bütün olarak ele alınmamasının hukuki açıdan bir boşluk olmasının yanında mesleki açıdan da bir yoksunluk olduğunu vurguladı.
‘ÖZLÜK HAKLARI GELİŞTİRİLMELİ’
Başkan Miran sendika olarak beklentilerini şu şekilde sıraladı: “Biz, meslek kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi uygulamalar yerine kadrolu istihdamın esas alınmasını istiyoruz. Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının sınav yerine öğretmenlikteki hizmet süresine dayalı olarak kurgulanmasının meslek kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşünüyoruz. İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz. Öğretmenlerin atanmadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümleri olmazsa olmaz addediyoruz. Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu yöneticiliği ve eğitim liderliğinin meslek kanunu kapsamında düzenlenmesini, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakların da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmasını istiyoruz. Öğretmenin hak ve yetkilerini genişleten, ona destek olan bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu konusundaki beklenti karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen’in bu hususlar temelinde katkı ve destek sunacağını bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı meslek kanununda beklentileri karşılayan değişikliklerin ve dönüşümün bir an evvel hayata geçirilmesi konusunda adım atmaya çağırıyoruz. Mevcut kanunun kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, uzman ve başöğretmenlere ücret ve ilave derece artışı getirilmesi, adaylık sürecindekiyazılı sınavın kaldırılması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gibi önemli özlük hakları ihtiva ettiğini, bu yönüyle öğretmenlerimizin bir kısım beklenti ve taleplerini karşıladığını kabul ediyoruz ancak toplu sözleşme görüşmelerindeki taleplerimizi karşılamadığı, ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek içerikten yoksun olduğu uyarısını yaptık”