Antalya Ticaret Borsası(ATB), Antalya Tarım Konseyi(ATAK), Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen 2021 Uluslararası Meyve Sebze Yılı İlk Yarı Değerlendirme Toplantısı" gazeteci Galip Umut Özdilin moderatörlüğünde çevrimiçi yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası(ATB), Antalya Tarım Konseyi(ATAK), Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen 2021 Uluslararası Meyve Sebze Yılı İlk Yarı Değerlendirme Toplantısı" gazeteci Galip Umut Özdilin moderatörlüğünde çevrimiçi yapıldı. ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karacanın açılışında konuştuğu toplantıya, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği Başkanı (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan ile Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm konuşmacı olarak katıldı.
BMnin 2021 yılını Meyve ve Sebze Yılı ilan ettiğini anımsatan Özdil, 2016 yılının da Bakliyat Yılı ilan edildiğini, farkındalık yaratılan o dönemde bakliyatın üretim ve tüketiminin arttığına dikkat çekti. Özdil, Bakliyatın tüketimi o dönem dünya genelinde yüzde 3.84 arttı. Bu yıl meyve sebze üretim ve tüketiminde de artış olmasını umuyoruz dedi.
ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Antalyanın yaş meyve sebze üretiminde Türkiyenin en önemli merkezi olduğunu kaydederken, üretimin sürdürülebilir olması için ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Çandır, Borsa olarak 2021i sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini belirtirken, iklim değişikliği, yeşil mutabakat konularına dikkat çekmek için toplantılar düzenledikleri söyledi.
Antalya Tarım ve Orman Müdürü Gökhan Karaca, Türkiyenin meyve sebze üretiminde dünyada 5. sırada yer aldığını kaydederken, Hem üretim hem tüketim noktasında şanslı bir coğrafyadayız dedi. Türkiyede geçen yıl 50 milyon ton yaş meyve sebze üretilirken, Antalyadaki üretimin 6.7 milyon tonu geçtiğine dikkat çeken Karaca, Üretimimiz artarak devam ediyor. Ürettiğimiz ürünün planlamasını yapmalıyız. Bununla ilgili tüm kurumlarla ortak çalışıyoruz diye konuştu.
SAĞLIKLI, UYGUN FİYATLI VE ERİŞELEBİLİR OLMALI
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, sağlıklı beslenme için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurgularken, Dünya Sağlık Örgütü her gün en az 400 gram meyve sebze tüketilmesini öneriyor. DSÖ, 2017 yılında 3.9 milyon insanın ölüm sebebinin yeterince meyve sebze tüketmemelerinden kaynaklı olduğunu rapor etti. Meyve sebze beslenmemizin temeli. O nedenle gıda güvenliği kuralları çerçevesinde üretilmeli, uygun fiyatlı, sağlıklı ve erişilebilir olmalı diye konuştu.
MEYVE SEBZENİN YARISI ÇÖPE GİDİYOR
Selışık, 2000 yılında dünya genelinde 685 milyon ton sebze üretilirken, 2018 yılında 1 milyar ton sebze üretildiğini, aynı döneminde meyve üretiminin 577 milyon tondan, 868 milyon tona çıktığını kaydetti. Selışık, TÜİK verilerine göre bu yıl Türkiyede sebze üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 0.3 azalacağının tahmin edildiğini, meyve, içecek ve baharat bitkileri üretiminde yüzde 7.1 oranında artış olacağının tahmin edildiğini söyledi. Selışık, gıda israfına dikkat çekerken, Gelişmiş ülkelerde meyve ve sebzenin yüzde 50ye yakını hasat ve tüketim sürecinde kaybediliyor. Özellikle yaş sebzenin pazara erişimi sırasında büyük kayıplar oluyor. Bu kayıplar da toprak su gibi giderek azalan sınırlı kaynaklarımızın kaybına neden oluyor diye konuştu.
GIDANIN YÜZDE 80İNİ KÜÇÜK İŞLETMELER ÜRETİYOR
Ayşegül Selışık, meyve sebzedeki kaybın sera gazı sorununu da artırdığını belirtirken, İklim değişikliği riskini iyi yönetmemiz gerekiyor. Kayıp ve israf önlenirse sera gazı salınımı da azalır dedi. Selışık, dünya gıda üretiminin yüzde 80inin, meyve sebze üretiminin ise yüzde 50sinin küçük işletmeler tarafından üretildiğini belirtirken, küçük üreticinin ürününü pazara ulaştırmada yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Selışık, küçük üreticinin yaşadığı sıkıntıların kooperatifler aracılığıyla giderilebileceğini belirtti.
AFYONKARAHİSAR KİRAZ İHRAÇ EDEMEDİ
BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, salgın döneminde tarım sektörünün üretim ve ihracatının durmadığını, artarak devam ettiğini belirtirken, bu yılın ilk 6 ayında yapılan tarımsal ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40ın üzerinde artış kaydettiğini söyledi. Ürün kaybının yaş meyve ve sebze ihracatında da yaşandığını belirten Çavuşoğlu, Ürünümüzü tüketiciye ulaştırıncaya kadar ciddi bir israf yaşıyoruz dedi. İklim değişikliğinin yaş meyve ve sebze üretimi ve ihracatını olumsuz etkilediğini kaydeden Çavuşoğlu, kiraz ihracatında önemli bir yer olan Afyonkarahisarın bu yıl hava şartlarının üretimi olumsuz etkilemesi nedeniyle kiraz ihraç edemediğine dikkat çekti.
TAKİP SİSTEMİ SAHADA OLMALI
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, yaş meyve ve sebzede üretimden tüketime ürünün izlenebilirliğinin önemini vurguladı. Bunun için sahada olan bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Tavşan, Ürünü tarladan sofraya iyi takip edecek, gıda güvenliğinden fiyatlandırmasına kadar takibini yapabilecek bir yapıya ihtiyaç var ama bu yapılanmayı sahada görmek istiyoruz dedi. Hal sisteminin sürekli gündeme getirildiğini, ancak yerine konacak daha iyi bir sistemin henüz bulunamadığını söyleyen Tavşan, Hal sistemini sürekli konuşmak bizi yaralıyor dedi. Tavşan, üretim planlaması ve fiyat garanti sisteminin oluşturulmasıyla üreticinin ve tüketicinin mutlu olabileceğini kaydetti.
YAŞ MEYVE SEBZENİN YÜZDE 30U HALDEN GEÇİYOR
Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, 1960 yılında çıkarılan Hal Kanununun yaş meyve ve sebzeye standart getirdiğini belirtirken, daha sonra yapılan düzenlemelerle ürün standardının yok sayıldığını söyledi. Kuruüzüm, Buzdolabı alırken bile tek kapılı mı çift kapılı mı diye soruyorsunuz ama domateste hangi domates çeşidi diye sormuyorsunuz dedi. Türkiyede üretilen yaş meyve sebzenin yüzde 30u, Antalyada ise sadece yüzde 20sinin hallerden geçtiğini kaydeden Kuruüzüm, Fiyat mekanizmasını ve şeffaflığı hal sistemiyle oluşturmak mümkün dedi. Kuruüzüm, hal yasasına her dokunuşta hem üretici hem tüketicinin zarar gördüğüne dikkat çekti.