İnsan vücudu,çok güzel bir savunma sistemine sahiptir. Dışarıdan, zararlı olduğu ve aynı zamandaiçeriden dahi olsa vücuda zararlı olduğu tespit edilen her türlü zararlı organizmaya karşı savunma sistemini aktif hale getirir.Bu mücadele, insan vücudunun hayatta kalabilmesi adına vermiş olduğu doğal bir reaksiyondur. İyi de şimdi, sağlıkla ilgili konuların başlıkla ne alakası var diye soracak olursanız, vücut sisteminin kendini devam ettirebilmesi için yapmış olduğu savunma mekanizmasının hemen hemen aynısını devlet mekanizmaları da uygulamaktadır.
Ülke bütünlüğünü,halkın birlikte yaşayabileceği ortamı bozacak her türlü faaliyetleri, milletin huzurunu kaçıracak her türlü organizasyonlarıve bölücü faaliyetleri devletin ve milletin bütünlüğüne müdahale olarak görür gerekli tedbirleri almak için kurallar koyar, Adalet mekanizmasını çalıştırır ve kolluk güçleri ile müdahale eder. Bu doğal bir süreçtir.
Yanlış olan insan vücudunun veya devlet mekanizmasının kendisine zararlı olarak tespit ettiği unsurların, dışarı atılması kararına uymayan savunma mekanizmalarının var olmasıdır.
Bugünkü yazımın konusu özelde Antalyada genelde Türkiye'de olan bu aksaklığıngündeme getirilmesi olacaktır.
Terörle iltisaklı olduğu düşünülen bir partinin yürüyüşüne, bölücü eylem ve söylemlerine(kobani olaylarına) katılan öğretmenin milli eğitim bakanlığı tarafından görevden ihraç edilmesi ile ilgilikararını tebliğ etmek isteyen ve bu milletin parasını korumak adına,bir gün bile beklemeden kararı tebliğ edeceğini söyleyen bir ilçe milli eğitim müdürünün karşısında,ihraç kararının bekletilmesini isteyen ve öğretmenin hakkını aramak için geldiklerini söyleyen sendika yöneticisiveavukatı ihraç kararını almaz ve aldırmazlar.Milli eğitim müdürünün makamında sendika başkanı müdüre hakaret eder ve bunun hesabını soracağız diye tehdit eder. İlçe milli eğitim müdürününmakamında yapmış oldukları taşkınlık sebebiyle milli eğitim müdürü onların anlayacağı dilde makamı terk etmelerini ister ve tebliğin alınmadığını tutanakla tespit ederekkobani olaylarına katılan öğretmenin ihracını gerçekleştirir.
Milli eğitim müdürüne hesap soracağız diyen sendika, üç beş kişi ile kaymakamlık önünde istifaya çağıran sözde protestolarını yaparlar. Kendi görüşlerindeki gazete ve sosyal medyada yayınlayarak kamuoyu oluştururlar. Milli eğitim müdürünün kendilerini kovduğunu söyleyerek mahkemeye dava açarlar. Maalesef milli eğitim müdürüne ceza aldırmayı başarırlar.
Bölücü eylemlere katılan öğretmeni bir gün bile görevde tutmayan ve ihracı gerçekleştiren milli eğitim müdürü sadece görevini yaptığı için bu olaylara maruz kalmıştır.
Devletin almış olduğu bir kararı uygulayan devletin yetkilisine,devletin bir başka kurumunun yaptığı işten dolayı ceza vermesi ne kadar anlaşılabilir onu da toplumumuzun duyarlılığına havale ediyor ve altını çiziyorum.