Allah-u Teâlâ kuranı kerimde gördüğümüz ve göremediğimiz tüm canlı ve cansız varlıkları insan için yarattığını ve emrine verdiğini söylüyor. İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerden biriside sürekli olarak kullandığı veya kendisine gerekli olan ihtiyaçlarını yenilemesi veya geliştirmesidir. Bu sistemin moda tabiri ile çağdaşlaşmak veya modernleşmektir. Modernleşme dediğimiz olaya baktığımız zaman bu olayın ilk insanın dünyaya gönderilmesi ile başladığını söyleyebiliriz. Çünkü değişim ihtiyaçların artması sonucu meydana çıkan zorunlu bir olgudur.
Bu değişim olgusunun yaratıldığından beri insan dışında hiçbir canlıda ihtiyaç olmadığını görüyoruz. Hangi hayvanı ele alırsanız alın yaşam standardında bir değişiklik ve iyilleştirme göremezsiniz. Çünkü ihtiyaçlarında bir değişim olmadığı için yeniliğe de ihtiyaç duymazlar veya duyamazlar. Bulundukları yerlerdeki şartları değişse bile başka yerlerde aynı şartları oluştururlar. Değişim temel ihtiyaçlarını etkilemez.
İnsan ise sürekli bir değişim içindedir. İşte biz buna modernlik veya teknoloji diyoruz. Lakin bu modernliğinde bir ölçüsünün olmadığına şahit oluyoruz. Bugün övündüğümüz tüm teknolojiler bundan elli yıl veya yüz yıl sonra teknolojik olmadığını görüyoruz. Bu değişen süreç içerisinde insanın konumu nedir hiç sorgulanmıyor veya sorgulamıyoruz.
Sürekli olarak ve de hızlı bir şekilde insanın kullandığı eşyalar değişmesine rağmen insanoğlu Allahın kendisi için koyduğu sınırlar ve kuralların değişmediğine şahit oluyoruz. İlk insan Hz Âdemin yaratılmasından günümüze kadar milyonlarca yıl geçmesine rağmen insan ihtiyaçlarının ve acziyetlerinin değişmediğini görüyoruz. Acizliğinin yanında yaratılışında da değişmenin olmadığını müşade ediyoruz. İnsan o kadar teknolojik nesne geliştirmesine rağmen Allahın kendisi için koyduğu kurallar açısından nokta kadar bile ilerleme sağlayamamıştır.
Hz âdem de acıkıyordu şu an bizde acıkıyoruz gelecekte de acıkacağız. Dün olduğu gibi bugünde uykuya dinlenmeye ihtiyacımız var yarında olacak. Ölüm denen olayda dünde kaçış yoktu bugünde olmadığı gibi yarında olmayacak. Tüm bu gerçeklere rağmen Modernlik veya çağdaşlık dediğimiz değişim insanoğlunu Allaha yaklaştıracağına ondan uzaklaşmasına sebep oluyor. Böylelikle Modernlik ve teknoloji insanoğlunun inkâr bataklığına saplanmasına sebep olmaktadır.
Araf suresi 20 ayette geçtiği şekli ile İblis Hz Âdeme Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi. Bir bakıma İblis şöyle dedi. Bu kadar güzel şeylerin içinde bu kadar nimetin ve rahatlığın içinde bu yasak olur mu? Her türlü rahata(teknolojiye) sahipsin Allahta nedir? Allaha ihtiyacın yok dedi. Günümüzün insanı da bu ve buna benzer söylemlerin içinde modernlik sarhoşluğu içinde Allahtan müstağni bir hayat yaşamaya çalışıyor.
Diğer yandan şuna bakmamız lazım. Milyonlarca yıl önce mağara sakini denen insan ile günümüz modern veya teknolojik denen insan arasında değişen ne var? Bu günümüze gelene kadar modern ve teknolojik denen insan Allah tarafından kendisi için konulan kanunların hangisini değiştirmiş veya dışına çıkabilmiştir.İnsan ilk yaratıldığında da acıkıyordu şimdide acıkıyor. İlk yaratıldığında hastalık karşısında gözle görünmeyen canlılar karşısında acizdi. Bugünde aynı acizliğini yaşıyor. O kadar moderniz çağdaşız uzaya şunu yaptık bunu yaptık diyen insanoğlu bir covid mikrobu karşısında acze düşmüştür. Ölüm gerçeği karşısında bugün aciz olduğumuz gibi dünde acizdiler yarında aciz olacağız
İnsanın geçmişine ve bugününe baktığımız zaman Allahın koyduğu yasalar ve kuralların hiç birini aşamadığımız ve aşamayacağımız net olarak görüldüğü halde Allahtan müstağni bir hayat yaşamaya çalışmak şeytana şapka çıkartmaktan başka bir şey değildir.