Öcalan ile Görüşmenin Rolü ve Gerçekler

  • imsa

Türkiye, onlarca yıldır terörle mücadele ediyor ve bu süreçte milyonlarca insanın hayatı doğrudan veya dolaylı olarak etkileniyor. 

Terörle mücedele ederken ne yazık ki şehitler de verdik. Terörün bitmesi noktasında terörist başı Abdullah Öcalan’ın salıverilmesi konusu gündeme geldiğinde hiç kuşku yok ki başta şehit aileleri ve yakınları olmak üzere gazi ve gazi aileleri büyük tepki gösterdi. 

Dağlarda terörle mücadele eden askerlerimiz ve vatanseverler de gelinin noktada büyük tepki gösteriyor. 

"Türkiye'de terör nasıl biter?" sorusu, tarihsel, sosyolojik, siyasi ve askeri boyutları olan bir sorudur. Ancak bu soruya yanıt ararken gerçekçilikten uzaklaşmamak ve tüm yönleriyle meseleyi değerlendirmek önemlidir.

Abdullah Öcalan, PKK terör örgütünün kurucusu ve binlerce insanın ölümünden sorumlu bir figürdür. 

Türkiye’de “bebek katili” olarak anılan Öcalan’ın, yıllardır İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekmesi, terörle mücadelenin en kritik noktalarından biri olarak görülüyor. 

Ancak zaman zaman Öcalan ile devletin veya devlet dışı aktörlerin görüşme ihtimali gündeme gelir. Bu tür görüşmelerin, terörün sona erdirilmesinde ne kadar etkili olabileceği tartışmalıdır.

Öcalan geçmişte devletle bazı çözüm süreçlerinde rol aldı. Ancak bu görüşmelerin sonuçları karmaşıktı. 2013-2015 arasında yürütülen “çözüm süreci” dönemi, bir süreliğine çatışmaları azalttı ancak sonunda terör eylemlerinin tekrar başlamasıyla süreç başarısızlıkla sonuçlandı. 

Bu, Öcalan’ın PKK üzerindeki etkisinin mutlak olmadığını ve örgütün farklı kanatlarının kendi ajandalarını izlediğini gösterdi.


Bebek katili olarak anılan bir ismin serbest bırakılması, toplumda derin bir travma ve infial yaratacaktır. Böyle bir adımın meşruiyet zemini yoktur. Türkiye’nin hukuk sistemi ve toplumsal yapısı, Öcalan’ın serbest kalmasını veya af gibi bir yaklaşımı kabul edilemez kılar. Bu nedenle, Öcalan’ın serbest bırakılması terörün bitmesini sağlamaktan ziyade yeni sosyal bölünmelere ve çatışmalara yol açabilir.

Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin rolü kritik önem taşır. PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin lojistik destek hatlarının kesilmesi, sınır ötesi operasyonlarla etkisiz hale getirilmesi, bu mücadelenin vazgeçilmez bir boyutudur. Ancak bu tek başına yeterli değildir.

Terör, yalnızca bir güvenlik meselesi değildir; aynı zamanda sosyo-ekonomik bir sorundur. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde işsizlik, eğitim yetersizliği ve altyapı sorunlarının çözülmesi, örgütlerin propaganda ve insan kaynağı bulmasını zorlaştıracaktır.

PKK gibi örgütler, ideolojik propaganda yoluyla taraftar kazanır. Bu nedenle, terörle mücadele sadece silahlı değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadele de olmalıdır. Devlet, Kürt vatandaşlarının kültürel haklarını güvence altına alırken, ayrılıkçı söylemleri etkisiz hale getirecek politikalar geliştirmelidir.

Terör örgütlerinin çoğu, uluslararası destekle varlığını sürdürüyor. Türkiye’nin bu destekleri kesmek için uluslararası iş birliğini artırması ve diplomatik kanalları etkin kullanması gerekmektedir.

Türkiye’de yeni bir “çözüm süreci” ihtimali konuşulabilir, ancak geçmiş deneyimler bu tür süreçlerin çok dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini gösteriyor. Öcalan ile yeniden görüşme ihtimali bile toplumu ikiye bölebilir. Eğer bir çözüm aranacaksa, bu süreç; şeffaf, toplumun geniş kesimlerinin desteğini alarak ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde yürütülmelidir.

Terör, Türkiye gibi bir ülkede yalnızca askeri önlemlerle çözülecek bir sorun değildir. Sosyal, ekonomik, ideolojik ve diplomatik adımların birlikte atılması gerekir. Abdullah Öcalan gibi isimlerle görüşme tartışmaları gündeme geldiğinde, bu görüşmelerin toplumsal karşılığı ve sonuçları çok iyi hesaplanmalıdır. Öcalan’ın serbest bırakılması gibi bir senaryo ise, sadece terörü bitirmek için değil, ülke bütünlüğünü korumak için de asla kabul edilemez.

Türkiye’nin terörle mücadelede kararlılığı, toplumsal birlikteliği ve uluslararası desteği, bu sorunun çözümüne giden en doğru yol olacaktır. Bu mücadelede hata payı olmamalıdır, çünkü mesele sadece terör değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğidir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.