Hadis kitaplarında (Buhari, Vudu 58, Edeb 80) Ebu Hüreyreden (R.A) bir hadis rivayet edilir. Hadis diğer rivayetleri ile birleştirilince şöyle bir metin ortaya çıkar. Adı tam olarak bilinmeyen, yeni Müslüman olduğu için de İslam edebi konularında bilgisi bulunmayan bir bedevi Hz. Peygamber Efendimizi (asm) ziyarete gelir. Mescid-i Nebevi’nin bir köşesinde namaz kıldıktan sonra ellerini kaldırıp dua etmeye başlar:
"Ya Rabbi! Bana ve Muhammed’e merhamet et. İkimizden başka kimseye merhamet etme.", der. Orada oturmakta olan Peygamber Efendimiz bedevinin bu garip duasına güler. Sonra ona dönerek: “Allah’ın geniş rahmetini amma da daralttın, yahu!” der. Peygamber Efendimizin yanında biraz oturan bedevi, Mescid’in bir köşesine giderek abdest bozmaya başlar.
Bedevinin bu hiç beklenmedik davranışı karşısında sahabiler telaşa kapıldılar. Kimi oturduğu yerden “Yapma, etme!” diye bağırarak, kimi öfkeye kapılıp bedevinin üzerine yürüyerek ona engel olmaya çalıştılar. Duruma hemen müdahale eden Resul-i Ekrem Efendimiz: “Bırakın, adam işini bitirsin.” buyurduktan sonra, bedevinin küçük abdestini yaptığı yere büyük bir kovayla su dökmelerini söyledi. Sonra da Ashab-ı kiramı “Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil.” diyerek yatıştırdı. Daha sonra Resulullah Efendimiz bedeviyi yanına çağırdı. Ona mescide abdest bozmanın, orayı kirletmenin doğru olmayacağını, bu mübarek yerlerin Allah’ı zikretmek, namaz kılmak ve Kur'an okumak için yapıldığını hatırlattı.
Dün mescide bevletti diye bedeviye kızarak bununla iyilik yaptıklarını düşünen insanlar olduğu gibi bugünde camilerde ses ve gürültü yapıyor ve huşu! İçinde namaz kılamıyoruz diye çocukları kovan insanların varlığını görüyoruz. Vaktin birinde vakit namazını kılmak için cemeati beş – on ihtiyardan oluşmakta caminin birine yolum düştü. Ogün iki tane küçük çocukta camiyi şereflendirmişti. Adı üzerinde çocuk. Biz namaz kılarken onlar hem namaz kıldılar hemde konuştular güldüler oynadılar. Namaz bitince yaşlı amcalardan biri çocuklara bağırmaya başladı. Sizin yüzünüzde huşu ile namaz kılamıyorum veya kılamıyoruz dedi. Hoca efendi adabınca anlatmaya çalışsa da bizim amca, Nuh der peygamber demez misali.
Gayri ihtiyari olaya girmek zorunda kaldım. Amcam dedim şimdiye kadar huşu ile kıldığın namazlar neyine yetmiyor. Bir günde normal kıl. Huşu! ile bir vakit namaz kılmak adına bu çocukların bir ömür boyu camiye mesafeli kalmasına sebep oluyorsunuz. Namazın telafisi her türlü var. Lakin bu çocukların zihnine camiden kovulma olayı yerleşti mi bunun düzeltilmesi çok zor. Sonrada bu gençler niye namaza ve camiye gelmez der suçu hemen zamana atarız. Zaman ahir zaman der vicdanımızı rahatlatırız.
Nurettin yıldız bir yazısında bu konuda şöyle diyor: imam ya da imamın arkasında duran yaşlı bir hacı efendi, ‘çık dışarı, camide oynuyorsun’ dediği zaman, yıllarca camiye gelmeyen bir çocuk yatırımı yapmış olur, Allah’tan korkmalı. İmam asla, müezzin asla, camideki yaşlı hacı amca asla çocuğa, ‘yaramazlık yapıyorsun, çık camiden’ dememeli. Bilakis, imam illa bunu yapacaksa, namazdan sonra çocuğu yanına almalı, bakkala götürmeli, ona küçük bir çikolata bir şey hediye etmeli, ‘bir daha geldiğinde sessiz duracaksın, değil mi?’ deyip öpüp yanağından evine göndermeli. Çocuklarımızı camiye yaramazlık yapıyor diye, camiyi kirletiyor diye getirmeye getirmeye camilere soğuk bir nesil yetiştirmiş oluruz. Bu bir vebaldir. Çocuklar camide namazı öğrenmeyecek de nereden öğrenecekler?..
Çocuklardan kaynaklanan ufak bir sesten veya hareketten dolayı dikkatimiz dağılıyor huşumuz bozuluyorsa o zaman omuzlarında torunu ile namaz kılan Allah resulünün vay haline!