ÖRNEKLERLE KURANDA, TEOSENTRİK BİR DİL KULLANILMASI-1*

  • imsa

Olayları Tanrı merkezli okuma, anlamlandırma ve değerlendirme olarak niteleyebileceğimiz teosentrik yaklaşımın, Kur’an’ın, özellikle ilahi hükümranlığı vurgulayan ayetlerinde yoğun olmak üzere, çeşitli ayetlerde kullandığı söylenebilir. Bu çalışmada teosentrik dil ile kastedilen, kâinatı belirli fiziksel ölçüler/kader ve sosyolojik ölçüler/sünnetullah ile yaratan Allah’ın, kâinatta gerçekleşen olaylara müdahil oluşu değil, bu olayların dolaylı olarak varlık bulmasının ilk sebebi (yaratıcısı ve düzenleyicisi) olduğunu hatırlatan bir dil kullanmasıdır. 

Kur’an’da, yağmurun yağması, şimşeğin çakması, ay ve güneşin donuşu, yerden biten bitkiler, rüzgârın aşılama özelliği gibi birçok doğa olayı, Allah’ın, kendisini merkeze koyarak anlattığı, mekanik bir şekilde işleyen tabiat olaylarının çok ötesinde bir anlatımla sunulmuştur. “O ki rüzgârları rahmetiyle müjde olarak gönderendir. Nihayetinde onlar, ağır bulutları yüklenince onu olu bir beldeye sevk ederiz. Umulur ki düşünürsünüz” ayetinde de görüldüğü üzere Allah, tabiat olaylarının kendi idamesi ve kontrolü altında gerçekleştiğini belirtmektedir. 

Ancak kanaatimizce bu durum Allah’ın kâinata koyduğu işleyiş kodunun mahiyetinin din diline yansıtılması ile ilgilidir. Yüksek basınç ile alçak basınç arasındaki hava değişimi ile oluşan rüzgâr, önüne kattığı bulutları gideceği yöne doğru sürükler. Uygun şartların oluşumu neticesinde yağmur yağar ve topraktaki bitkilerin su ihtiyacı giderilerek ileriki aşamalarda bu bitkilerde farklı şekillerde ve tatlarda meyveler meydana gelir. Böylesi fiziksel bir süreç, mekanik ve olgusal bir bicimde değil, ilahi sebepleri vurgulayan bir anlatı biçiminde din diline uyarlanmıştır ve ayetlerden süzülen mana, inananların gündelik din diline de yansımıştır. Fiziksel ve coğrafi bazı şartların hazır olması sonucu gerçekleşen yağmurun, gündelik din dilinde “rahmet” olarak ifade edilmesi bu durumu örneklemektedir. Ayette gecen rüzgarın hareketi, meyvelerin olgunlaşması ve yağmurun yağması sonucu olu halde bulunan bitkilerin yeşerip canlanmasıyla ilişkilendirilen metafor ifadelerin tamamen Allah’ın sevk ve idaresi ile açıklanması, fiziksel sebepleri reddetmek amacıyla kullanılmamaktadır. Olağan bir şekilde işleyen coğrafi bir olayı teosentrik bir dil kullanarak sunan bu tarz bir örnek, ilk sebebe vurgu yaparak başka sebep arayışının onunu kesmek ve tevhidi yerleştirmek amacıyla kullanılmaktadır. “Gökten su indiren O’dur. Biz onunla her turlu bitkiyi çıkarırız. Ondan yeşillikler ve ondan da yığınla taneler çıkarıyoruz. Hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, bir kısmı birbirine benzeyen, bir kısmı da benzemeyen uzum bağları, zeytin ve nar bahçeleri çıkarıyoruz…” ayetinde Allah, kendisinin yağmuru indirdiğini ve onun çeşitli bitkileri var ettiğini dile getirmektedir. Bizler, yağmurun oluşum surecini coğrafi bilgilerle kavrarken; bitkilerin oluşum ve gelişim evrelerini ise botanik bilimi sayesinde ayrıntılarıyla bilmekteyiz. 

Bununla birlikte basit bir gözlemle de bitkilerin nasıl meydana geldiğine şahit olmaktayız. Yağmurun yağması ile bitkilerin oluşum ve gelişimi surecinde tamamen somut etkilerin söz konusu olduğu görülmektedir. “Yaratan yarattığını bilmez mi? O, lütuf sahibi ve haberi olandır” ayetinde de ifade edildiği üzere böylesi oluşumları en iyi bilen Allah’tır. “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır…” ayeti gereği Allah, hükümranlığı altında gerçekleşen olay, olgu ve durumları kendi fiili ile özdeşleştirmektedir. 

Ancak bitkilerin tohumdan olgunluğa ulaşmasıyla ilgili surecin faili insandır. Yani insan, gelişim surecindeki bitkileri susuz bıraktığında bitkilerin gelişmediği gözlemlenecektir. İşte burada Allah, belirli ölçülerle/kader var ettiği bu hayatın kaynağının kendisi olduğunu ve bu ölçülere riayet edildiği takdirde bitkinin olgunluk kazanacağını yine teosentrik bir dil kullanarak ifade etmiştir. Bahsettiğimiz coğrafi olgular, Allah’ın tabiata yerleştirdiği ve Müslüman literatüründe kader/olcu olarak adlandırılan sebep-sonuç ilkeleri çerçevesinde gerçekleşirken; insanlar arası etkileşimlerde sunnetullah olarak tanımlanan olaylar da teosentrik bir ifade biçimiyle sunulmuştur. 

 

*Bu yazı: Dr / ÖĞRETMEN NEVZAT ÇİÇEK’in Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisinin 2022/2 ayında yayımlanan KUR’AN’IN İFADE BİCİMLERİ: teosentrik, antroposentrik ve edebi sanat dili yaklaşımlarına yönelik bir sentez denemesi aslı makalesinden alıntılanmıştır.