PUTPERSELİĞİN DOĞUŞUNDA KÂBE SEVGİSİNİN ETKİSİ

Çeşitli figürlere değer verme veya tâzimde bulunmayı ifade eden putperestliğe meyletmenin pek çok sebebi vardır. Fakat en önemli sebep: insanların inandığı Allah’ı (cc) şanına yaraşır biçimde tanıyamamaları (el-En‘âm 6/91),  ve kuranın tarif ettiği İslam yerine, nefse kolay gelen İslam anlayışına ya da geleneksel İslam’a tabii olmak gelmektedir.  Zira Allah (cc), peygamberleri aracılığı ile Allah inancının ve Allah’a ibadetin nasıl olması gerektiği indirdiği kitaplarda bildirmiştir. Buna rağmen insanlık ilahi kitaplara tabii olmak yerine, kendi zanları doğrultusunda,  kendilerine göre ibadet şeklileri icat etmişler ve Allahın kutsallık atfetmediği sembol değerlere kutsallık atfetmeye başlamışlardır. Allahın kitabında ve elçisinin sünnetinde kutsallık atfedilmemesine rağmen insanların kutsallık atfettiği ve teberru amaçlı el, yüz sürdüğü sembollerden biride Kâbe’dir.
Kâbe Hz. İbrâhim ve oğlu tarafından yeniden inşa edilen tevhid inancının hâkim olduğu bir mâbed idi. Daha sonra Hicaz bölgesi halkı arasında putperest temayüller oluşmaya başladı ve Araplar başta Nabatîler olmak üzere civardaki putperest kültürlerden etkilendiler. Hicaz bölgesi Araplar’ının putperestliğinin nasıl başladığına dair birçok rivayet olmasına rağmen o bölge insanının ve toplumunun tabiatına en uygun rivayet ise şöyledir: Hz. İbrâhim’in oğlu İsmâil’in soyundan gelenler Mekke’yi doldurarak Amâlikalılar’ı oradan uzaklaştırdılar. Fakat zamanla kendi aralarında çıkan kavga ve çekişmeler yüzünden bir kısmı başka yerlere göç etti. Bunlar, Kâbe’ye olan saygılarından dolayı yanlarında kutsal bölgeden birer taş götürüyordu. Konakladıkları yerlerde o taşı bir yere koyup Kâbe’yi tavaf ettikleri gibi onu tavaf ederlerdi. Böylece asıl dinlerini unutup zamanla bu taşlara ve taşlardan yaptıkları putlara tapmaya başladılar.
Hac suresi 32. Ayetinde Allah-u Teâlâ: ‘’Ve kim Allah'ın şiarına (sembollerine) saygı duyarsa, muhakkak onlara saygı duymak, kalplerin takva ve bilincindendir’’buyuruyor. Kâbe, Arafat, Mina, vs. hepsi İlahî sembollerden bir semboldür.  İnsanlığın büyük bir bölümü bu gerçeği göz ardı ediyor. Kâbe’nin ya da harem bölgesinin kutsallığı, taşında toprağında ya da örtüsünde değil. Yani onun yapımında kullanılan hiçbir malzemesi ne gökten, nede cennetten gelme bir malzeme değildir. Kâbe’nin yapıldığı malzeme dünyanın her tarafında var olan bir malzemeden yapılmadır. Onları kutsal/değerli yapan Allah-u Teâlâ’nın şiarı/sembolleri olmalarıdır. 
Yani taş ya da toprak o sınırlar içerisinde ise değerli ve hürmete layıktır. Sadece Allah-u Teâlâ’nın belirlediği ritüellerin yapıldığı bir mekânın parçalarıdır. Bu parçaların hiçbir ilahi özelliği yoktur. Herhangi bir beklenti için el yüz sürme makamı hiç değildir. Onun için olsa gerek Allah-u Teâlâ Kureyş suresinde, özellikle Kâbe'nin taşının, toprağının insanlar tarafından putlaştırma, kutsallaştırma, ya da bereket beklentisi tehlikesine karşı: Beyt'in/Kâbe'nin Rabbine ibadet etsinler (106/4) uyarısını yapıyor. 
Ondan dolayı ister Mekke’nin ister Medine’nin taşı, toprağı ya da herhangi bir eşyası olsun kutsal gözüyle almak getirmek ya da bulundurmak; putperestliğin doğuşuna sebep olmaya namzet tehlikeli iyi niyet amelleridir. Hele hele oradan getirilen her türlü eşya, yiyecek ve içeceklerin hiç bir kutsallığı ya da manevi değeri yoktur. 
Bundan dolayı herhangi bir Müslüman; Kâbe’nin, Mekke’nin ya da Medine’nin taşına toprağına ya da eşyasına kutsallık atfederse ya da onlardan herhangi bir bereket veya sevap beklentisine girerse, Kâbe’den ayrıldıkları için oraya duydukları sevgiden dolayı aldıkları taşı toprağı kutsal sayarak ona hürmet gösteren ve zamanla bu sevgide aşırıya giderek putperestliğin oluşmasına sebep olan bu kişilerin yaptığından ne farkımız kalır? 
 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.