Antalya sokaklarına baktığım zaman ne yazık ki çoğu insanımız ciddiyetin farkında değil.
Devletimizin ve kamu personellerimizin de bu durum için hınca hınç çalıştığını hepimiz görüyoruz.
Çalışıyor ama halkımız?
Halkımız alınan bu tedbirlere ne kadar uyuyor?
Görüyorum.
Parklarda hala çekirdek çitleyen, banklarda oturup muhabbet eden ve sarılıp tokalaşan insanlar var.
Ne demişti yetkililer?
Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın.
Parkta çekirdek çitlemek ya da banklarda oturup muhabbet etmek zorunluluk olmasa gerek.
Durumun ciddiyetini anlamamız için daha ne olması gerekiyor?
Etrafımızdaki bir insanın bu salgına yakalanması mı gerekiyor bizlere söylenen tedbirleri uygulamamız için? Hala geç değil.
Tehlikenin farkına var.
Gerekmedikçe sokağa çıkma, elini sürekli yıka, öpüşme, tokalaşma.
Dışarıdan ya da çevreden biraz mahrum kal.
Çünkü sana söyleneni yapmazsan, sonsuza kadar bunlardan mahrum kalabilirsin.
Böyle olmasını hiç kimse istemez.
Bu yazımı okuyanlar bilir ve hatırlar.
Şehir giriş çıkış kısıtlaması kaldırıldığı andan itibaren insanlara bakmaya başladım.
Kaç aydır yapılan önlemlerin hepsinin yavaş yavaş çöp edildiğini gördüm ve hala görmeye devam ediyorum.
13.05.2020 tarihinde 0-14 yaş grubunun sokağa çıkması belirli bir saat için serbestleşti.
Yavaş yavaş mağazalar da açılıyor...
20 Yaş altına da serbestlikler getiriliyor.
65 Yaş üzerinde de yine aynı şekilde.
Ama bu yasaklara ne yazık ki uyulmuyor.
20 Yaş altı da 65 yaş üzeri de sokaklarda.
Tamam yasaklara uyan pekçok insan var ama uymayanlar nedeni ile tehlike ne yazık ki aramızda dolaşıyor.
AVM'ler açıldığında içeriye girebilmek adına kuyruklara girilmesini anlamak mümkün değil.
Rehavet, kaybettirir.
Unutmayın!..