İnsanlık son 2-3 aydır büyük bir sınav vermektedir.Bu sınav bir yandan canımızı muhafaza edebilmek, diğer yandan samimiyet ve toplumsal bilinç sınavıdır
Son 2-3 aydır tüm dünya olarak coronavirüs de yatıp Coronavirüz ile birlikte kalkıyoruz . coronavirüs hepimiz için felaketle eş anlam ifade eder oldu.Gerçekten korona salgını bir felaketmi yoksa hayra açılan bir kapımı?
Coronavirüsün hayatımıza birçok sıkıntılar getirdiği su götürmez bir gerçektir.Coronavirüs maddi sıkıntılara sebep olmasının yanı sıra gündelik hayatımızın alışkanlıklarımızın değişmesinede sebep oldu.Belkide insanlığa en çok sıkıntı veren yönüde bu olsa gerek.
Lakin Her şey zıddıyla kaimdir kuralını göz ardı etmememiz gerekiyor. Coronavirüs acaba bizlere sadece sıkıntılarmı getirdi ? yoksa farkına varamadığımız birçok faydaların da kapısını mı açmıştır.
Bugünkü dünyanın ve İnsanlığın en büyük sorunu zamansızlık sorunudur. Yapmamız gerektiğinin bilincinde olup da bir türlü yapamadığımız sayılamayacak kadar işlerimiz vardır. Şunu yapmam gerekiyor bunu yapmam gerekiyor lakin bir türlü zaman bulupta yapamıyorum lafı ağzımızdan hiç eksik olmuyor.Bırakın yapmamız gereken işleri bir kenera. sevdiklerimize bile vakit ayıramıyoruz veya vakitsizlik mazeretinin arkasına saklanıyoruz.
Vakitsizlik sorunundan yapamadığımız işleri iki grupta telakki edebiliyoruz birinci grup dünyalık işlerimiz dünyalık işler mi ikiye ayrılıyor Bunlar ilki maddiyata bakan yüzü İkincisi sevdiklerimize bakan yüzü. Ne gariptir ki bu vakitsizlik içerisinde maddiyata bakan tüm işlerimizi hiç aksatmıyoruz.. lakin sevdiklerimize vakit ayırma onlarla ilgilenme işlerine geldiğimiz zaman vakitsiz ve yorgunluk mazereti hemen devreye giriyor.
Müslüman olarak yapmamız gerekitiği halde vakitsizlik probleminden dolayı yap(a)madığımız tüm davranışlar da ikinci grubu oluşturuyor.Lakin acı olan bir gerçekte varki ;vakitsizlik problemininden hayatımızda en çok ahrete yönelik davranış ve hareketlerimiz etkileniyor.
İşte bu vakitsizlik sorunu içerisinde sevdiklerimizi ailemizi dostlarımızı ihmal etmenin yanı sıra ne yazık ki Allah'u tealaya karşı sorumluluklarımızı da aynı gerekçeler içerisinde ihmal ediyorduk. Yap(a)madığımız tüm sorumlulukları suçunu zamansızlığa atarak vicdanımızın sesini bastırıyorduk takiii coronavirüs imdadımıza yetişene kadar veya corona bize samimiyet kapısını açana kadar.
İsterseniz Olaya birde şöyle bakalım Allahu Teala coronavirüs sebebiyle zamansızlık mazeretinin arkasına sığınan tüm insanlığa istemediği kadar boş zaman nasip etti .Bundan dolayı Tabiri caizse Allahu Teala bizlere şunu dedi ; Eğer gerçekten sözümüzde sözünüzde samimi iseniz Alın size yapamadığınız şeyleri yapacak kadar hatta daha fazla zaman.Şimdi top bizde; zaman dilimizden dökülen (zamansızlık) sözün samimiyetini ispatlama zamanı.Hepimizin bildiği gibi Allahu Teala sinelerin özünü bilir;yarattığının niyetini en ince ayrıntısına kadar bilir.hatta kendimizde sakladığımız düşünce ve niyetlerde buna dahil.Zaman şimdi kendimizden bile sakladığımız niyetlerle düşüncelerle yüzleşme zamanı.Samimiyetimizi ispat zamanı
Allahu terala bir virüs sebebiyle hasretini çektiğimiz vakit problemini ortadan kaldırmıştır.
Ve tabiri yerindeyse üzerine düşeni yine yapmıştır.bundan sonra denklemi eşitlemek bizim samimiyetimizin bir tezahürü olacaktır.Corona virüs salgınından önceki hayatımız ile Corona virüsten sonraki hayatımız arasında bizleri Allahu tealaya yaklaştıracak ameller açısından bir değişiklik yoksa ;yapamadığımız dediğiniz şeyler bu zaman diliminde yapılmıyorsa veya yapılmak için gayret sarf edilmiyorsa ;o zaman zamanım olmadığı için yapamıyorum lafı corona virüs tarafından ispatlanmış bir samimiyetsizlik lafıdır.