Son yıllarda, birçok insan şehir hayatından uzaklaşıp kırsal bölgelere yöneliyor. Bu, çeşitli nedenlerle gerçekleşen bir eğilim olarak dikkat çekiyor ve insanların yaşam tarzı tercihlerinde önemli değişikliklere işaret ediyor.
Birinci neden olarak, şehirlerdeki yoğun nüfus, trafik sıkışıklığı, gürültü ve hava kirliliği gibi faktörler, bazı insanları şehir yaşamından sıkıldırıyor. Bu kişiler, sakinlik, yeşillikler ve temiz hava sunan kırsal bölgeleri tercih ediyorlar.
Ayrıca, kırsal bölgeler genellikle daha fazla alan sunar, bu da insanların kendi bahçelerinde veya çiftliklerinde yaşama fırsatını artırır. Şehirlerdeki yüksek konut maliyetleri ve yoğun nüfus, kırsal bölgelere taşınma kararlarını etkileyebilir.
Sürdürülebilir yaşam tarzını benimseyenler için, kırsal bölgelerde kendi gıdalarını yetiştirmek ve organik ürünler tüketmek çekici bir seçenek olabilir. Bu, kırsal yaşama olan ilgiyi artırırken aynı zamanda sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder.
Kırsal bölgelerde yaşam genellikle daha düşük maliyetli olabilir. Konut fiyatları ve yaşam giderleri daha düşük olduğu için, insanlar şehirlerdeki mali zorluklardan kaçınmak ve tasarruf yapmak amacıyla kırsal bölgelere göç edebilirler.
Şehir hayatından kurtulmak istediğini ve toprakla uğraşmayı sevdiğini söyleyen Cem Sarar, “Fırsat buldukça köydeki akrabalarımızın yanına gidip onların tarlalarında soluğu alıp psikolojik olarak rahatlamak istiyorduk. Bakıldığında da insanlar şehir hayatından sıkıldığı için hobi bahçeleri kiralamak ve stres atmak istiyor. Biz de şehir hayatından kurtulmak için bir fırsat bulduk ve bu fırsatı değerlendirdik. Kararımızdan pişman değiliz. Çalışmak için şehre gidiyoruz ve akşam eve gitmeyi iple çekiyorum. Eve gidince direk toprakla uğraşıyorum ve şehirdeki stresi eve taşımıyorum” ifadelerini kullandı.
Üretmenin önemli olduğunu ve geleceğin tarımda olduğunun unutulmaması gerektiğine değinen Cem Sarar, “Tavuklarımız var. Kümese girip yumurtaları topladığımızda dahi bir rahatlık hissediyorum. Tavuklarla bir süre sohbet dahi ediyorum. Sonra bir tane keçimiz var onunla biraz zaman geçiriyorum. Bahçemizde domates, patlıcan, salata ve biber de yetiştiriyoruz. Zeytinin de öneminin farkındayız. Kendi ürettiğimiz ürünü bahçeden toplayıp sofraya getirmek ve tüketmek kadar güzel birşey yok. Köy hayatı kolay değil ama bu zorlukları bilerek geldik ve pişman değiliz. Tarımla uğraşmak sanki bizi gençleştiriyor” açıklamasında bulundu.
Haber: Yalçın KÜÇÜK