Semud kavmi, Ad kavminin devamı bir kavimdir. Bu kavim: Lut kavminin ve Ad kavminin başına gelenleri bilen veya şahit olan bir kavimin devamıdır. Bu kavim zamanın en ileri teknolojine sahip bir medeniyet sahibi idiler. Sahip oldukları bu teknolojiyle o kadar övünüyorlardı ki, sonunda Allah’a (cc) meydan okuyacak kadar kendilerinden geçtiler. Allah-u Teâlâ Salih a.s bu insanlara doğruyu bulmaları için uyarıcı olarak gönderdi. Salih peygamber onları azapla uyarmasına rağmen onlar hiç bu tehdidi kaleye almadılar. Sahip oldukları teknolojinin verdiği güven duygusu ile yine bildikleri yolda devam ettiler. Çünkü onlar önceki kavimlerin nasıl helak olduklarını çok iyi biliyorlardı. Önceki kavimlerin su, fırtına veya yanardağ gibi tabiat olaylarıyla helak olduklarını bildikleri için, bu tür olayların onları etkilemeyeceklerini düşündükleri iki şehir kurdular. Biri günlük hayatlarını idame ettirdikleri şehir diğeri ise, afetlerden korunmak için bugünün tabiri ile sığınaklar yaptılar. Salih peygamberin helak tehdidine Allahın gücünün doğa olayları ile sınırlı olduğu düşündükleri için ciddiye almadılar.
Sahip oldukları teknoloji sayesinde yaptıkları şehri Allahın helak etmeye gücünün yetmeyeceğine inanıyorlardı. Sahip oldukları teknolojinin verdiği şımarıklıkla Allahın gücünün onları helak etmeyeceğine inanıyorlardı. Akabinde Salih peygambere, dolayısı ile Allah’a (cc) meydan okudular ve inanmak için istedikleri mucize deveyi öldürmekten çekinmediler. Açık olarak şunu dediler: Allah mı güçlü yoksa biz mi? Öyle bir yapılar yaptık ki Allahın bize güç yetiremez ve hadi gelsin Allahın gücü yetiyorsa bizi helak etsinde görelim. Allah-u Teâlâ; Üzerlerine korkunç bir çığlık gönderdik de, davar ağılındaki kuru otlar ve çalı çırpı gibi kırılıp dökülüverdiler (54/31) ayetiyle bize bu meydan okumanın sonucunu bildiriyor.
Örneği verilen bu meydan okumanın sadece düne has bir düşünce olarak düşünüyorsak yanılıyoruz demektir. İlahlık düşüncesinde olan insan dün olduğu gibi bugünde varlığını devam ettirecektir. İnsanoğlu Dünyayı imar ettikçe kendini yarı ilah görmekten vazgeçmeyecektir. Teknoloji geliştikçe insanın içindeki ilahlık duyguları da gün yüzüne çıkacak ve yaratıcısıyla güç yarışına girecektir. Böyle insanlar sahip oldukları Teknoloji sayesinde Sezar’ın hakkı sezar’a mantığıyla hareket ederek, yaratıcısına meydan okumaları kıyamete kadar devam edecektir. Çağımızda bu tür meydan okumaya verilecek en güncel örnek TİTANİK adlı geminin serüvenidir.
Beş senelik bir çalışma sonucunda o zamanki dünyanın gördüğü ve görebileceği bir gemi yapıldı. Bundan dolayı da adını devasa veya muhteşem manasına gelen TİTANİK koydular. Gemi aslında bir meydan okuyuşun sembolü idi. Kendilerine göre önceki batan gemilerden dersler alınarak batmayacak bir gemi inşa ettiler. Gemiyi inşa edenler eserlerine o kadar güveniyorlardı ki gemi yapımcısı Bruce İsmay, Titanic için: Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz! diyordu. Allah-ı yeterince tanımayan bu insanlar aynı Semud kavminin insanları gibi, Allahın (cc) gücünün sınırlı olduğu vehmine kapıldılar. Yaptıkları bu teknolojik gemi ile Allah-ı aciz bırakacaklarını sandılar. Kendilerinin yaratıcıdan daha zeki ve güçlü olduğunu düşünüp, bir gemi üzerinden açık olarak meydan okudular.
Bu meydan okumaya karşılık Allah-u Teâlâ teknolojilerine güvenen Semud kavmini yok ettiği gibi, onları da ummadıkları bir şekilde yok etti. Meydan okumanın sembolü olan TİTANİK gemisini bir buz dağı vesilesi ile batırdı. Böylelikle Teknolojilerine veya sahip oldukları güçlere güvenerek ilahlık taslayacak insanlara Allah-u Teâlâ bir kez daha şu mesajı vermiş oldu. Siz ne yeryüzünde ve ne de gökyüzünde hiçbir zaman Allah'ı aciz bırakamazsınız (29/22).