‘’SEN ve RABBİN GİDİN,ONLARLA SAVAŞIN’’ DEMENİN İSLAMİ İZDÜŞÜMÜ 1400 SENEDİR GELMEYEN MEHDİYİ BEKLEMEK

  • imsa

    Allah’u teala’nın yarattığı canlılar içerisinde yer alan İnsanın yeryüzündeki var oluş başlangıcından bugüne kadar geçen zamana bir göz gezdirdiğimizde  insanoğlunun Cinler  hayvanlar gibi sürekli sıkıntılar musibetler belalar içerisinde bir varoluş mücadelesi verdiğini görürüz.Kimi zaman aile içi sıkıntılarla kimi zaman yaşadığı toplumun  sıkıntılarıyla kimi zamanda yabancı toplumlardan sudur eden sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.Karşılaştığı bu sıkıntıları aşabilmesi için Allah’u Teala insana akıl vermenin yanında hiçbir canlıya nasip olmayan ve de olmayacak birde unvan vermiştir.Bu unvan,bu paye kuranı Kerimde Enam suresi 165. ayetmealen şöyle ifade ediliyor.. Sizi, yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerle denemek için bazınızı bazınıza derecelerle üstün kılan, O'dur…

  Halife; kısaca Allahın yeryüzündeki vekili yeryüzünde düzenin sağlanması, zulmün kalkması, insanın insanca yaşaması için Allah (cc) adına görev yapacak mücadele edecek kişi olduğu herkesçe malum olan bir kavramdır. Bu kişi bir soya, bir nesebe, bir kavme tabi özel biri değil. Bilakis bu kişi; Sen, Ben, O,Biz, Siz kısaca tüm insanlardır Allahın vekili olmak için, bu dünyadaki diğer görevler gibi sınava mülakata veya torpile hiç ihtiyaç olmadığını da sanırım bilmeyen yoktur.Bu görevin tek bir şartı var oda gönüllü olmak veya istekli olmak.Her müracaat edenin kabul edildiği bir memuriyet bir görev .

   Lakin Allah’u Teala’nın Ahsen-i Takvim olarak yarattığı bu Varlık yaşadığı ortamın olumsuzluklarının düzeltilmesi ıslah edilmesi  görevine  talip olma yerine, çoğu zaman bu sorumluluğun hep birileri tarafından yerine getirilmesini beklemiştir.Bu beklentinin bir neticesi olarak;kurtarıcı insan,önder,lider diğer unvanıyla MEHDİ inancı doğmuştur. İslami literatürde kurtarıcı Mehdi olarak adlandırılan bu bekleyişin Kökeni insanlık tarihi kadar eskidir. Mehdi inanışı asıl itibarıyla; insanların yapmakla yükümlü oldukları mücadeleyi yap(ma)dıklarından dolayı, vicdanlarının rahatsız eden sesini duymamak için arkasına sığındıkları kalkan vazifesi gören bir inanıştır. Diğer bakış açısıyla; yaşadıkları hayattan memnun olduklarının, bulundukları ortamın değişmesini istemediklerinin bir ifadesidir.

  Çünkü Yaşadığımız ortamlardaki gerek dini, gerek toplumsal problemlerin giderilmesi bir mücadele gerektirmektedir. Bilinen bir gerçekte bu uğurda mücadele demek, akabinde birçok sıkıntıya kucak açmak demektir. İşimizden gücümüzden ailemizden rahatımızdan fedakârlık etmek demektir. Bu gerçekler karşısında bizler kaçınılmaz olarak iki seçenekli bir yol ayrımıyla yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Bu yolun biri bizi Allahın (cc) rızasını kazanmak adına taşın altına elimizi koymaya, diğeri ise içinde bulunduğumuz zillet içerisinde yaşamayı tercih ederek bir başkasının gelip bizi bu zilletten kurtarma inancına götürecektir.

    İlk bakışta umut ışığı saçıp faydası varmış gibi görünse de uzun vadede insanlığı tembelliğe bencilliğe miskinliğe  sevk eden mehdi ve kurtarıcı inancı.Allahın Ahsen-i takvim olarak yaratıp ondan istedikleriyle paralellik arz etmemektedir.Kuranı kerime baktığımız zaman Allahu Teala Rad suresi 11 ayetinde  .Şüphesiz ki,bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez buyurarak;kurtuluş yolunun pasiflikten değil, gücümüz sınırları içerisinde mücadele ve gayrette olduğunu bildirerek; Bananeci bir anlayışın zaman içerinde içerisinde Maide suresi 24. Ayette dile getirilen İsrail oğullarının mantığına dönüşeceğinin haberini veriyor.  Onlar Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.”

      Bizler dünyada var olduğumuz sürece sıkıntılar da var olacaktır. Sıkıntılar karşısında her zaman olduğu gibi Bizler iki şıklı bir tercih arasındayız Ya o günkü Hazreti Musa’nın  kavminin  mantığıyla hareket edip sıkıntıların aşılması için Allahın bize yüklediği görevi rahatımızdan taviz vermemek adına birilerine havale edip Allahu Teala’nın bize layık gördüğü HALİFE lik  vasfını elimizin tersiyle iteceğiz.Ya da Allah azze ve cellenin bize layık gördüğü bu  emanetin kıymetini idrak edip  gücümüz yettiğince  onun uğrunda mücadele etmeye çalışacağız

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.