Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, SES’in 27. Kuruluş Yıldönümü’nü kutlayarak ‘’Bugün üyelerimiz ve sağlık sosyal hizmet emekçileri ile birlikte eğlenceli kutlamalar yapmak isterdik. Ancak eğlenmek yerine bizlere yine mücadele düşüyor. Bu nedenle de bugün iş bırakıp iş yerleri önünde, alanlarda, meydanlarda SES’imizi yükseltiyoruz’’ dedi.
Sağlıkta dönüşüm programına vurgu yapan Taşer, ‘’Sanal kuyruklarda muayene sırası için aylarca bekliyoruz. Çeşitli görüntüleme tetkikleri için aylarca bekliyoruz. Birçok ilaca erişim yok. Katkı, katılım payı, ilave ücretler gibi birçok kalemde verdiğimiz vergiler dışında ekstra ücretler ödüyoruz. Artık sağlık hizmetleri alınır satılır bir metaya dönüşmüş durumda. Sağlık hizmetleri kamusal ve ücretsiz niteliğini yitirmiş artı değer yaratılan, kar edilen alan konuma getirilmiştir” dedi.
‘’Angarya çalışma dayatılıyor’’
Eksik personel nedeniyle uzun çalışma süreleri ve angarya çalışma dayatıldığını belirten Dr. Taşer, ‘’Döner sermaye, performans, teşvik, taban gibi ücret rejimine yapılan müdahaleler ile temel ücretlerimiz yıllar içinde düştü. Gelirlerimizi arttırmak için fazla mesai ve sürekli nöbet tutmak zorunda bırakıldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Üstelik almış olduğumuz ücretlerin yarısından fazlası emekliliğe yansımadığı içinde mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız’’ diye konuştu. Sağlık emekçilerinin büyükşehirlerden ve tatil bölgelerinden başka yerlere tayin çıkarmak için torpil arayışına girmek zorunda kaldığını dile getiren Taşer, ‘’Buralarda kiralarını dahi ödeyecek durumları ortadan kalkmıştır. Birkaç kişi aynı evi paylaşmak zorunda kalmaktadırlar. Güvencesizlikten, geleceksizlikten kaygılanan sağlık emekçileri yurt dışına gitmek için çaba içine girmişlerdir’’ dedi.
Şiddetin de sağlık emekçilerinin kanayan yarası olduğunu dile getiren Dr. Taşer, “Dönüşüm öncesi hastanelerde sadece bir polis memuru adli işleri takip etmek için bulunurdu ve bu kadar şiddet yoktu. Bugün her hastanede yüzlerce güvenlik görevlisi var fakat sağlık emekçilerine yönelik şiddet artarak devam ediyor. Biz artan şiddetin sebebinin bu sağlık sistemi olduğunu biliyoruz. SES’in sağlıkta şiddete yaklaşımını diğerlerinden ayıran en büyük özellik güvenlik politikaları ekseninde yaklaşmak değil; iş yerlerinden, toplumun tüm hücrelerine ve bütün bir ülkeye demokratik, şiddetsiz yaşanılır bir sistem yaratma mücadelesidir’’ diye kaydetti.
‘’Sosyal hizmet alanında sorunlar devasa boyutta’’
Sağlık alanı gibi sosyal hizmet alanında da sorunlar devasa boyutlara ulaştığını ifade eden Dr. Kaan Taşer; “Sosyal politika yerine sadaka kültürünün yaratılarak sosyal yardımların iktidar tarafından bir örgütlenme ve toplumu baskılama aracı olarak kullanılması sosyal adaleti sağlamadığı gibi refahın yeniden dağıtımında da dezavantajlı olanları daha da güçsüz bırakmaktadır” dedi.
‘’Taleplerimiz İçin İş Bırakıyoruz’’
Uzun yıllardır emeğin ve işkolu emekçilerinin hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına yönelik SES’imizi yükseltiyoruz diyen Dr. Kaan Taşer taleplerini şu şekilde sıraladı;
1 Ağustos 2023 tarihinde bugün kuruluş yıl dönümümüzde mücadeleyi büyütmek ve taleplerimizi bir kez daha dile getirmek için iş bıraktık ve alanlardayız.
Yine konfederasyonumuz KESK tarafından 10 Ağustos 2023 tarihinde TİS kapsamında yapılacak iş bırakma kararına tüm gücümüzle katkı koyacağız.
Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.
Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,
Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın
Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın
Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın
Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,
Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.
Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,
Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,
Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın
Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitleyin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın.
Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.