SEVAP DERECESİ SONSUZA KADAR UZANABİLEN İBADET

  • imsa

   İşlerine akıl ve sır ermediğinden dolayı hikmetinden sual olunmaz Allah-u Teâlâ’nın Kendisine inananları sonsuz cennetine almak için sağlamadığı kolaylık yok.  İnanan veya inanmayan tüm insanların imtihan alanında yaşarken gerekli olduğu şeyleri bedava vermesinin yanında, hikmetini kendisinden başka kimsensin bilmediği birçok kolaylıklar vaaz etmiştir. Bunların başında Kendisine inananları vaat ettiği sonsuz hayatta rahat ettirebilmek adına az ibadetlerine çok sevap vermeyi tercih etmiştir. Birçok ibadet var ki Allah-u Teâlâ bunların alt sınırını şöyle tarif ediyor: “Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği, yedi başak bitirmiş ve her başağında yüz tane olan buğday örneği gibidir. Allah, tercihini doğru yapana kat kat verir. İmkânları geniş olan ve her şeyi bilen Allah’tır.“(Bakara 2/261)

   Fakat öyle bir ibadet var ki hadislerde Allah-u Teâlâ’nın ona özel mükâfat vereceği bildiriliyor. O özel ibadet bakara suresi 183. Ayette’’ Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenâlıklardan korunursunuz’’ olarak bildiriliyor. Bu özel olan ibadet için hadisi şeriflerde Allah rasulu(sav) : "Aziz ve celîl olan Allah 'İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim şeklinde.' buyurmuştur(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163).

   Bu hadiste geçen "oruç benim içindir" lafzını büyük hadis âlimi İbn Hacer şöyle açıklıyor: Hadiste -meal olarak- yer alan “Oruç, doğrudan doğruya benim için yapılan bir ibâdettir.” ifadesinin manası şudur:

   Diğer amellerin hepsi genel olarak dışa yansıyan yönleri olduğu için riyakarlık ve gösterişin içine girmesi söz konusu olabilir. Hâlbuki oruç, niyete dayanan kalbî bir ibadettir. Yani oruç ibadetinin içine riya giremez. Çünkü orucun dışa yansıyan yönü yoktur. Kişi evde gizli olarak yemeğini yiyip dışarıda oruçlu gibi davranabilir. Bu sebeple, eğer oruç tutuyorsa bunu sırf Allah için tutuyor demektir.

   Mademki oruç ibadeti Allah’ın rızasını esas alan halis bir kulluk görevidir, öyleyse onun ücreti de özellik arz edecektir, diğer ibadetler için biçilen “bire on ve daha fazlası” gibi bir ölçü burada uygulanmayacak, bilakis bütün ölçülerin dışında ve üstünde bir genişliğe sahip olacak ve adeta ilâhî bir sürpriz olarak ikram edilecektir.(bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi)..

   Bir başka hadisi şerifte ise oruca neden bu kadar özel ilgi gösterilip ucu açık sevap verilme şartı ve sebebi şöyle anlatılıyor: “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah' tan bekleyerek orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman 28, Savm 6) Bu hadisten şunu anlıyoruz. Demek ki yukarıdaki sonsuz sevap deryasına ulaşabilmek için oruç tutarken iki haslete sahip olunması gerekiyormuş. Biri oruç tutmanın faziletli bir iş olduğuna inanacak, ikincisi ise karşılığını Allah’tan(cc) bekleyecek.

   Her oruç tutan bu iki şarttan dolayı oruç tutuyorlar yoksa oruç tutarlarmı diye itiraz edecekler olursa, cevabı yine hadisi şerifle verirsek; Ebu Hureyreden rivayetle İbn Macede rivayet edilen bir hadisi şerifte peygamber efendimiz(sav) şöyle buyuruyor.  “Nice oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice namaz kılanlar var ki, yorgunluktan başka namazından elde ettiği bir şey yoktur.” (İbn Mace, Sıyam,21)

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.