SİYASET ve İŞKUR

  • imsa
Geçen günlerde İŞKUR aracılığıyla alınacak olan geçici işçilerin alımıyla ilgili bana göre her yıl olan rahatsızlığın aynen devam etmesi beni bu haftaki yazımı yazmama neden oldu. Alınacak işçilerin ihtiyaç sahibi kişiler olması asıl olmalıyken, ihtiyaç sahibi olup olmadığından ziyade; eş dost, hısım akraba veya tarafgirlik gözetilerek siyasetin gönderdiği liste, kurumların oluşturduğu sözde komisyon tarafından alınmak zorunda olması çok şık olmamaktadır. Siyasetin gönderdiği listeden gelen personel arkamda yerelde olsa siyaset var diye, ona gösterilen işleri yapmadan maaş almanın derdine düşebiliyor. Dirayetli kurum idarecileri, yerel siyasetle ters düşme pahasına da olsa bu işi yapmayacaksan istifanı verebilirsin diyecek cesareti göstermektedir. İstifa eden İŞKUR personeli normal şartlarda yeni bir yere yerleştirilmemesi lazımken arkasındaki yerel siyasetçinin ısrarı neticesinde çalışmadan para alacağı yerlere gönderilmektedir.
Bir başka terslikte, İŞKUR aracılığıyla personel almak isteyen resmi kurumların işe alacakları personelin, kurum kriterlerine uygun olması düşünülerek komisyon oluşturulmakta olmasına rağmen gerçek ihtiyaç sahibi kişilerin veya kuruma faydalı olabilecek personelden ziyade siyasetten gelen listenin aynen geçmesinin istenmesi aslında komisyon üyelerini rahatsız etmektedir. Neden mi? Yaptıkları mülakatın neticesinde; bilgisi, tecrübesi ve gerçek ihtiyaç sahibi kişileri tespitlerine rağmen onların yerine siyasetten gelen listenin göstermelik komisyon tarafından tercih edilmiş gibi olması komisyon üyelerinin şahsiyetleri adına olumsuzluk oluşturmaktadır. Çok zorda kalan komisyon üyelerinin yerinde ben olsam, bu işler mademki bizim kriterlerimizle değilde siyasetin isteğine göre çözülecekse bize komisyon kurdurmaya ne gerek var, direk siyaset atasın bu işlere bizi karıştırmasın diye düşünürdüm.
Bu konuyla ilgili geçmişte başımdan geçen bir olayı burada örnek vermek istiyorum. Okul aile birliği başkanlığı yaptığım bir dönemde, İŞKUR personeli beklerken, yerel siyasetten bir abimizin bir kişiyi okulda işe almamız için gönderdiğine şahit oldum. Bu personelin maaşının okul aile birliği tarafından verilerek istihdam edilmesi gerektiği de söylenince şahsen bozuldum. Biz İŞKUR’dan personel gelecek diye beklerken okul aile birliği bütçesinden karşılanmak üzere siyasetçinin gönderdiği bir personel paketiyle karşı karşıya kalmıştık. O gün o siyasetçiye cevabımız, kusura bakmayın 700 kişilik okulda gerçekten çok çok zor durumda ve ailesine bakabilmek için çalışmaya mutlak ihtiyacı olan kişilerin varlığını bilip dururken, size şirin gözükmek adına gönderdiğiniz ve çalışmaya nerdeyse gönlü olmayan birini, sorumlu olduğum kurumun imkânlarıyla çalıştıramayız diye geri çevirmiştim.
Tabi ki benim yaptığım o davranışı bugün kurum müdürlerinin tamamından bekleyemeyiz ama azami adaletin gözetilmediği zamanlar hem kurumların hem de siyasetin yıpranması anlamına geleceği unutulmamalıdır. Bazı, güzelmiş gibi görünerek yapılan işler özde ahlaki ve adalete dayalı olmadığı sürece halkın tabanında sessiz rahatsızlıklara neden olacağı unutulmamalıdır. İşin diğer bir tarafı da siyaset bu kadar küçük işlerle küçülmemelidir.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.