24 saat süren göz bozukluğu, bir kolda bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, idrar kaçırma varsa siz de MS hastası olabilirsiniz. Antalya Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nden Dr. Esra Taşkıran 20 Mayıs Dünya MS Günü’nde MS hastalığı ile ilgili bilinmeyenleri anlattı
Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba gününde Dünya MS Günü kapsamında farkındalık çalışması yapılıyor. Antalya Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nden Dr. Esra Taşkıran, MS hastalığı hakkında merak edilenleri anlattı. Taşkıran, “Multipl Skleroz; 20-40 yaş aralığında, kadınlarda daha sık görülen kronik inflamatuar, miyelin kaybıyla giden bir hastalıktır. Dünyada 3 milyona yakın, Türkiye’de ise sağlık bakanlığı veri tabanıyla yaptığımız son çalışmaya göre yaklaşık 82 bin MS hastası vardır. Her 10 kişiden biri MS diyebiliriz” dedi.
MS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Taşkıran, MS hastalığının belirtilerini şöyle anlattı: “Genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreden, santral sinir sistemini (beyin ve omurilik) etkileyen, çoğunlukla myelin dediğimiz sinir hücresi kılıfı ve sinir hücrelerinde hasar oluşturur. MS hastaların çoğunda ataklar ve düzelmelerle, küçük bir grupta ise sürekli olarak ilerleyici belirtilerle seyretmektedir. Ataklar özellikle başlangıç döneminde tamamen düzelme gösterse de ilerleyen yıllarda bazı belirtiler kalıcı hale gelebilir. Ataklar; genellikle saatler içinde ortaya çıkan, 24 saatten uzun süren, ateşin ve enfeksiyonun eşlik etmediği yeni nörolojik belirtilerdir. Merkezi sinir sistemi hastalığı olan, beyin ve omuriliğin birçok alanını etkileyen MS, görme bulanıklığı, çift görme, görüntünün kayması gibi görme bozuklukları, bir kolda bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, bir veya iki elde titreme, uyuşma, idrar kaçırma ya da yapamama, cinsel disfonksiyon gibi belirtilerle kendini göstermektedir”
MS TANISINDA HANGİ TESTLER UYGULANIR?
MS hastalığının farklı hastalıkları taklit edebildiğini belirten Dr. Taşkıran, “Bu nedenle ayırıcı tanı birçok incelemeyi gerektirebilir. Tanıda ve ayırıcı tanıda MRG (manyetik rezonans görüntüleme) ve beyin omurilik sıvısının (BOS) incelenmesi yararlı yöntemlerdir. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte MS ve immunoloji alanındaki bilimsel araştırmalar “multipl sklerozun” ortaya çıkış nedeni, oluş mekanizmaları, tanısı ve tedavisi konusunda her geçen gün daha yeni bilimsel verilere ulaşmamızı sağlamaktadır. MS hastalığında temel neden vücudun immun sisteminin kendi hücrelerine saldırmasıdır. Genetik yatkınlık dışında MS hastalığının ortaya çıkışını enfeksiyonlar(EBV vb.),D vitamini düşüklüğü, sigara,erken yaşta menarş gibi çevresel faktörler tetikleyici olabilir. Özelikle sigaranın,pasif içicilik dahil hastalığın ortaya çıkışında, hastalık seyrinde ve tedavi yanıtında önemli olduğunu gösteren kanıtlar giderek artmaktadır” diye konuştu.
MS HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER
MS hastalığının öldürücü olmadığı belirten Antalya Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nden Dr. Esra Taşkıran, MS hakkındaki yanlış bilinenleri şöyle sıraladı: “Multipl Skleroz bulaşıcı bir hastalık değildir, aynı evi paylaşan aile bireylerine, aynı ortamda çalışan iş arkadaşlarına bulaşmaz. Ailevi yatkınlık bazı bireylerde tanımlanmasına karşın sadece genetik geçişli bir hastalık değildir. MS hastaların çocuk sahibi olmalarını engelleyen bir hastalık değildir. MS hastaları uygun tedavi yönetimi ve ilaç seçimi ile çocuk sahibi olabilirler. Multipl Skleroz öldürücü bir hastalık değildir. MS ruhsal bir hastalık değildir. Multipl Skleroz tedavisi olmayan, çaresiz bir hastalık değildir. Gelişen yeni tedavi yöntemleri ile MS tedavi edilebilir bir hastalıktır. Genel olarak yanlış bilinenin aksine MS’li kişilerin çoğunluğu olağan hayatlarına devam edip çalışabilirler.”
MS HASTASI NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
MS hastalığında aile ve sosyal çevrenin önemine değinen Dr. Esra Taşkıran, “Aile, eş, çocuklar, iş arkadaşları ve toplumsal sosyal destek MS hastalığında önemlidir. Hastanın sosyal desteği, fiziksel kapasitesi, işi, uğraşları, hobileri, günlük yaşam aktiviteleri ne kadar iyi olursa hastalık da daha iyi seyrediyor. İlaçlar dışında aile bireylerinden gelen destek, hastanın iş hayatına devam etmesi ya da bir uğraşının olması önemlidir. Hastanın beslenmesine dikkat edilmeli, balık ve deniz ürünleri, salata, sebze ve meyve tüketilmelidir. D vitamini düzeyinin MS hastalığında önemli olduğunu, hastanın diyet dışında hekiminin uygun gördüğü dozlarda D vitamini takviyesi kullanması önerilmektedir. MS hastalığında, kaplıca, termal sular ve sauna gibi sıcak ortamlar hastalık belirtilerinde artışa yol açabileceği için önerilmemektedir. Sigara kullanımın bırakılması hastalığın seyri üzerine ve tedaviye yanıt açısından önemlidir.”
MS TEDAVİSİNDE YENİ GELİŞMELER
MS hastalığının tedavisinde büyük mesafe kat edildiğini belirten Dr. Taşkıran dünyadaki tüm uygulamaların Türkiye’de de uygulandığını vurguladı. Taşkıran, “Multipl skleroz bilimsel çalışmalar ışığında yeni ve etkin tedaviler ile tedavi seçeneklerinin arttığı, MS hastaları ve nöroloji uzmanı arasında sıkı bir işbirliği gerektiren, sosyal, ailesel ve toplumsal desteğin önemli olduğu bir hastalıktır. Dünyada olan tüm tedavi seçenekleri ülkemizde de bulunmaktadır. Enjeksiyon tedavileri, oral tabletler ve serum şeklinde uygulanan infüzyon tedaviler ile artık hastalık aktivitesi çok iyi bir şekilde azaltılmaktadır. Engellilik oranı yüksek olan hastalarda mevcut tedavilerin etkinliği daha düşük olup engeliliğin kısmen de olsa iyileştirilmesinde aktif ve sürekli fizik tedavi oldukça etkindir. Geçmişte bundan 20-25 yıl önce MS hastalığına özel bir tedavi seçeneğinin olmadığı günlerden 10’dan fazla tedavi seçeneğinin olduğu bir dönem yaşıyoruz. 1993 yılından önce MS için onaylanmış hiçbir tedavi bulunmazken bugün, hastalığın farklı gidişine ve aşamalarına yönelik olarak farklı tedavi alternatifimiz vardır” dedi.
MS ÇARESİ OLAN BİR HASTALIK
Dr. Esra Taşkıran sözlerini şöyle tamamladı: “MS tanısı ve tedavisi ilgili yeni gelişmeler yaşanıyor. Artık MS tedavisi adına geleceğe daha umutla bakıyoruz. Hastalığın tanısı ve izleminde, MS tedavinde yaşanan olumlu gelişmeler geleceğe umutla bakmamıza neden olmaktadır. Özellikle erken tanı koyduğumuz ve tedaviye başladığımız hastalarda daha iyi sonuçlar elde etmekteyiz. Genel olarak toplumda MS için çaresiz, tedavisi olmayan bir hastalıkmış gibi yanlış bir kanı vardır. Erken tanı ve uygulanan doğru tedavi yönetimleri ile hastaların çoğu normal hayatına devam edebilmektedir. Yapılan araştırmalar ve yeni bilimsel gelişmeler ışığında artık MS çaresizlik ve ümitsizliğe yol açan, tedavisi olmayan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Tüm MS hastaları ve aileleri için yarınlar daha sağlıklı ve aydınlık olacaktır.”