Antalya’nın Aksu, Serik, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde haftasonu adeta felaket yaşanırken bazı bölgeleri su basarken bazı bölgelerde ise fırtına seraları uçurdu.
Antalya’da etkili olan ve hızı 90 kilometreye kadar çıkan fırtına, tarım sektörünü olumsuz etkiledi. Özellikle seralarda büyük hasar meydana gelirken, Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, çiftçileri TARSİM sigortası yaptırmaya çağırdı. Ancak Alp, sigorta maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle çiftçilerin bu koruma sistemine ulaşmakta zorlandığını da vurguladı.
Fırtına Seraları Vurdu
Antalya’nın birçok ilçesinde etkili olan fırtına, tarım alanlarını adeta harabeye çevirdi. Seraların naylon örtüleri yırtılırken, ekili ürünler büyük ölçüde zarar gördü. Çiftçiler, doğal afet karşısında çaresiz kaldıklarını dile getirirken, tarımsal üretimin darbe almasının bölge ekonomisini de olumsuz etkileyeceği ifade edildi.
TARSİM’in önemi ortaya çıktı
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, yaşanan zararın TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu) gibi sigorta sistemlerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Alp, “Bu tür doğal afetler her yıl yaşanıyor ve tarım sektörümüz ciddi zararlarla karşı karşıya kalıyor. Çiftçilerimiz ürünlerini sigorta altına almadığında, bu kayıplar karşılanamıyor ve büyük mağduriyetler ortaya çıkıyor” dedi.
Başkan Alp sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim tarımı fonlarla desteklememiz lazım. Son 15 yıldır ani fırtınalar, hortumlar, afetler hepsi bizde. Çiftçimizi uyarıyoruz. TARSİM sigortası yapmamız lazım. TARSİM sigortasını geliştirmemiz lazım. Havayı bir bulut aldığı zaman biz fırtına çıkar mı diye korkuyoruz. Meteorolojimiz hava şartlarını biliyor. Çiftçilerimizin meteorolojinin tahminlerini takip etmesini ve TARSİM sigortası yapmasını öneriyorum. Bir an öncede doğal afetlerde yıkılan seraların yeniden ayağa kaldırılıp üretime geçilmesi lazım.”
Tarsim’i Sadece Afetlerde Hatırlamayalım
Afetlerde Tarsim Sigortası’nın devreye girdiğini söyleyen Nazif Alp, “Devletimiz yüzde 50’sini yatırıyor. Ama ben buradan çağrı yapıyorum. Yüzde 50 değil de bunu yüzde 75. Tamamını ben karşılarım derse bizler mutlu oluruz. Çünkü bizim paramız hiçbir zaman bankada birikmiş olmaz. Bizim artarsa paramız ekonomiye gider. Devletimizden tek isteğimiz biz ayakta kalalım. Devletimizin arkasında dimdik duralım. Bizim de arkamızda devletimiz durduğu sürece bu ülke bizim. Bu ülkenin kalkınması da bizden geçecek.” şeklinde konuştu.
Antalya’ya Bölgesel Destekler Gelsin
Antalya’ya bölgesel destekler gelmesi gerektiğini vurgulayan Alp, “Biz 1 dönüme 20- 30 TL’lik destek istemiyoruz. Antalya’ya bölgesel destekler gelsin. İç Anadolu, Doğu Anadolu’da buğday ekiliyor. Verilen 20 TL-24 TL belki onları kurtarıyordur. Kurtarmaz da, ben böyle söyleyeyim. Bizim burada 1 dönüm tarlaya verilen desteğin çorbaya atılan karabiber kadar bile hükmü yok. Bölgesel destek istiyoruz. Benim sattığım mal üzerinden bana destek yapılsın. Ben kaç ton domates, biber, salatalık vermişim, ne verdiysem onun üzerinden destek verilsin. Çiftçiye verilen paranın nereye gittiği belli olsun. Paranın kayda değer bir destek olduğu ortaya çıksın. Biz kalkınabileceğiz, ayakta kalabileceğimiz destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Devlete Çağrı: Prim Destekleri Artırılmalı
Nazif Alp, çiftçilerin afetlere karşı korunması için daha fazla destek sağlanması gerektiğini ifade ederek “Prim Desteği Artırılmalı. Çiftçilerin sigorta maliyetini karşılayabilmesi için devletin TARSİM prim desteğini artırması şart. Sigorta Bilinci Oluşturulmalı. Çiftçilere yönelik eğitimlerle TARSİM’in önemi ve sağladığı faydalar daha geniş kitlelere anlatılmalı. Küçük Üreticiler Desteklenmeli. Maddi durumu yetersiz olan çiftçilere özel destek paketleri sunulmalı” şeklinde konuştu.
Çiftçinin Desteklenmesi Lazım
Hasar tespitten sonra çiftçilere destek olunması gerektiğinin altını çizen Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Girdiler yüzde yüz arttı. Tarımda desteklenmemiz lazım. Girdilerin süspansiyon yapılması lazım. Yapılmazsa bu çiftçinin ayakta kalma şansı yok. İklim değişikliklerinin yaşanması sebebiyle ani hortumlar , ani dolular, ani fırtına çıkıyor. Çiftçi de burada mağduriyet yaşıyor. Bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Yoksa çiftçi bahçeden, tarımdan, arazisinden kaçırırsak ben bu işi yapmayacağım deme safhasına getirirsek 90 milyon nüfusumuz var. Bu kadar insana kim bakacak. Kaç gün dışarıdan mal getireceğiz. Bizlerin elinden tutulması lazım. Bu ülkeye bakmakla yükümlüyüz. Ekeceğiz, ekeceğiz bu insanlara bakacağız. Tarladan caymadan bizim desteklenmemiz lazım” açıklamasında bulundu.
Haber: Gülşen KABAAĞAÇ