Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, tatil için yeterli bütçesi olmadığını belirten tüketici oranındaki gözle görülür artışı değerlendirdi. İnsanların ekonomik olarak tamamen geçim derdine düştüğünü kaydeden Gündüz, “Bırakın tatili vatandaş; ailesine, çocuğuna, evine yetişemeyecek duruma geldi. Tatil artık onlar için artık bir hayal bir ütopya haline geldi” dedi.
Tüketici Birliği Federasyonu tüketicilerin tatil tercihlerine ilişkin kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı vatandaşların cebini bükerken tatil için yeterli bütçesi olmadığını belirten tüketicilerin oranı bu yıl 2 puan artarak yüzde 71,76’ya yükseldi. Bu yıl tatilini yurt dışında geçirmeyi planlayanların sayısı da azaldı. Geçen yıl yurt dışında tatil planlayanların oranı yüzde 41’ken, 2023’teyse bu oran yüzde 3,13’e geriledi.
“TOPLUM OLARAK TRAVMA GEÇİRİYORUZ”
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, konunun son derece ciddi bir çerçevede ele alınması gerektiğini söyledi. Toplumun artık bunalımdan dolayı bir travma geçirdiğini söyleyen Gündüz, “Biliyorsunuz ki, gelişmiş ülkelerde insanlar siz tatil kullanmasanız da devlet, ‘Hayır kardeşim sen tatil kullanacaksın. Bunlardan birisini seç. Bunlardan birisine seni göndereceğim’ diyor. Ancak ülkemizin geldiği noktada, ekonomik anlamda artık insanların tamamen bir geçim derdine düşmüş durumda. Bireylerin hayatta kalma mücadelesinden dolayı bırakın tatili vatandaş artık evine, çocuğuna, ailesine yetişemeyecek duruma geldi. Tatil artık onun için bir hayal. Bir ütopya haline geldi” dedi.
“HEM ÜCRETLİLER HEM ESNAF İÇİN REFORM YAPILMALI”
Tüketicilerin ve emekli kesimin ciddi anlamda sıkıntı olduğunu belirten Gündüz, “Ekonomik bunalımlar söz konusu. Antalya gibi Marmaris gibi bölgesel alanlara tatile gitmek artık mümkün değil. Dışardan seyrettiğimiz, sadece bakmak zorunda kaldığımız, imrendiğimiz oteller, pansiyonlar, yüzme havuzları, plajlar artık bizden çok uzak noktada bulunuyor. Dolayısıyla bir an önce ekonomik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Hem ücretliler açısından hem esnaf açısından ciddi bir reform yapılması gerekiyor” diye konuştu.
“YETKİLİLER İNSANLARDA KABUL EDİLMİŞLİK SEZİYOR”
Ticaret odalarından ve esnaf odalarından konuya ilişkin hiçbir etkileşim alamadıklarını dile getiren Gündüz, şöyle konuştu; “Emekliler Derneği var. Vatandaşların, İnsan Hakları Dernekleri var. Bunlarda hiçbir hareket göremiyoruz. Biz insanlarda kabul edilmişlik seziyoruz. İnsanlara ne verirseniz verin, insanlara ne yaparsanız yapın, onu kabul eder vaziyete geldi. Dolayısıyla insanlarımızın biraz silkelenmesi, uyanması ve sivil toplum örgütlerinin etrafında toplanması gerekiyor. Daha çok insanın birlik ve beraberlik içerisinde olması aslında güç ve enerji verir. Hayallerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlar. Marketlerde, zincir marketlerde tüketicilere, ‘Şunu yapın, bunu yapın’ diyoruz. Tüketici, ‘Arkadaşım benim param var. Beni meşgul etmeyin. Parası olan alsın. Parası olmayan almasın’ diyor.”
“MAALESEF AHLAKİ ANLAMDA EROZYONA UĞRADIK”
Avrupa’da uzun yıllardır gözlenen temel birliğe de işaret eden Gündüz, “Eğer Avrupa’da bir kişi kazıklandığını hissederse, yanlış bir şey yapıldığını, ihmal edildiğini görürse herkes o mağazayı terk eder. Çünkü orada bir ahlaki durum vardır. Açıkça söylemek gerekirse biz maalesef ahlaki anlamda da erozyona uğradık. Onun için de toplumun bir an önce silkelenmesi ve kendisine gelmesi lazım. Kabul edişi bırakması lazım. Dolayısıyla devletimizin de belediyelerimizin de müsriflikten uzaklaşması gerekiyor. Bir yerde acı çeken insanlar varken, diğer yerlerde çok uçta lüks, gayet pırıltılı bir hayat yaşanabiliyor” şeklinde konuştu.
“AVRUPA BİRLİĞİNİ KISKANDIRMANIN YOLU AVRUPA’DAN GEÇER”
Toplumumuza ilişkin net değerlendirmelerde de bulunan Gündüz, “Böyle bir toplum olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde bir kesim insan bir kesim insanı kıskandıramaz. Bir kesim diğer kesime karşı hasetlendirilemez. Şu anda madem, ‘Biz Avrupalıyız. Avrupa Birliği’ni kıskandırıyoruz’ diyoruz, o zaman kıskandıracak bir durumda isek bizim Avrupa’yı kıskandırmamız lazım. Neden? Orada zorundu. Çünkü İnsan Hakları var. Çünkü hukuk işleri var. Hak, hukuk ile ilgili insanların sorunlarınızı çözebiliriz. Biz burada hukuk sorunlarımızı çözemiyoruz. Birlik olamıyoruz. Beraberliği sağlayamıyoruz. Bu sıkıntıların çoğu bundan kaynaklanmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“BENİM VATANDAŞIM DÖRDÜNCÜ SINIF VATANDAŞ OLDU”
Yurt dışından gelen kesimlerin ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle kimi zaman küçümseyici, yadırgayıcı davranışlarda bulunduğunu hatırlattığımız Gündüz, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu; “Biz biliyorsunuz sivil toplum örgütü olarak devletin kurumları olsun, sivil toplum kuruluşları olsun birçok kurumla iç içeyiz. Kiracılar Derneği, Emlakçılar Odası ile beraber çalışıyoruz. Valiliği takip ediyoruz. Devleti ve yerel yönetimleri de takip ediyoruz. Maalesef artık Antalya’da benim vatandaşım benim tüketicim ikinci sınıf değil, üçüncü hatta dördüncü sınıf vatandaş oldu. Kaybolan bir sınıfın vatandaşı oldu. Antalya’nın ekonomisi, Antalya’nın kiralarını, Antalya’nın gıda, yeme-içme, tatil olaylarını tamamen yabancılar belirliyor.”
“SİTE YÖNETİCİSİ YABANCI OLUNCA AİDAT 100 EURO’YA ÇIKTI”
Belirli dönemlerde karşılaştıkları olumsuzluklara da tanıklık ettiklerinin bilgisini veren Gündüz, “Geçenlerde bir tüketicimiz bir sitede oturuyor. Bana serzenişte bulunarak, ‘Başkanım biz 200 lira aidat ödüyorduk. Sitenin yöneticisi yabancı oldu. Aidat 100 Euro’ya çıktı’ dedi. Şikâyet ettik, ‘İster oturun ister oturmayın’ dediler. Dağdan gelip bağdakileri kovar hale geldiler. Artık Türkiye’de hükümette bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor. Sayın valimiz de bu konuda çalışmalar yapıyor. Emlakçılar odası da aynı şekilde çalışma gösteriyor. Burada kaçak göçmenler, yabancı vatandaşlar, mülteciler, uzun tatil yapanlar tamamen Antalya’nın ekonomisinin hatta Türkiye’nin ekonomisini belirler hale geldi” şeklinde konuştu.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN GETİRDİĞİ YABANCI SINIRLAMASI
Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ile 1934 yılında yüzde 10 yabancı sınırlaması getirdiğini hatırlatan Gündüz, “İstanbul’da her 3 kişiden 1’i yabancı. Bir sitede bu durum karşısında nasıl uyunabilir? Nasıl bu duruma izin verebilir? Bakın 100 yıl öncesinde Atatürk’ün söylediği sözler var. Gayet açık bir şekilde ifade ediliyor. Bir mahallede yerli nüfusun yüzde 10’unu yabancılar geçemez. Bakın bunların hepsi hesaplanmış, planlanmış konulardır. Biz bunları takip etmiyoruz. Bugün gördüğümüz yabancılar, bize para getirmiyor. Bunlar gizli emlakçılık yapıyor. Bunlar gizli ticaret yapıyor. Bunlar gizli her şeyi yapıyor. Biz şu anda yeni yeni uyanmaya başladık ama çok geç oldu” ifadelerine değindi.
“İNTİHARLAR, BOŞANMALAR, HUZURSUZLUKLAR ARTACAK”
Hem ev kiraları ve ev fiyatlarının hem de vatandaşın ekonomik alım gücünün son derece zayıfladığını kaydeden Gündüz, öngörüde de bulunduğu açıklamalarına şöyle devam etti; “Burada eğer çözüm bulunmazsa bakın 4-5 ay sonra ciddi anlamda sorunlar yaşanacak. Sadece kaosla sınırlı kalınmayacak, intiharlar, boşanmalar, mutsuzluklar, huzursuzluklar artacak. İlk önce söylediğim gibi toplumsal bir travmaya doğru gidiyoruz. Eğer bir aile çoluğuna çocuğuna yetemiyorsa, annesi, babası ve kardeşleri aile bireyleri birbirlerine yetemiyorsa, mutsuz iseler burada artık çocuk ciddi durumlar var. Kalkıp da herkese, ‘Biz ekonomide, ihracatta rekor kırıyoruz’ denildiği zaman insanlar üzerinde olumlu bir etki yaratmıyor.”
“BU ÜLKEYE EMEK VERMİŞ YAŞLI BAŞLI İNSANLAR ALDATILIR MI?”
Hükümetin emeklilere ilişkin yürüttüğü çalışma takvimini de gündemine taşıyan Gündüz, “9 milyon kök emekli aldatıldı. ‘Yüzde 25 oranında zam yapılacak’ dediler. Daha sonra, ‘Sizin kökten aldığınız maaş bu’ dediler. Böyle bir şey olur mu? Bu insanlar aldatılır mı? Bu insanlar saygın, bu ülkede emek vermiş, yaşlı başlı, saçları beyazlaşmış insanlar bunlar. Siz bunu nasıl diyebilirsiniz? Şimdi siz memura yüzde 80 oranında maaşına zam yaptınız. ‘Ben bunu hazineden yardım yaptım. Bunu böyle yaptım’ diyebilir misin? Anında işi bırakır memur. Çünkü artık sendikal hakları var. Burada EYT istenilmeyen bir şeydi. 4,5 milyon fazla emekli çıktı ama bu toplumun suçu mu? Ne zaman ki EYT’liler ile emeklilik yaşı ile uğraştılar hükümetten düştü. Bunu deprem zamanında yaşadık” dedi.
“ÇOK SIKI BİR ŞEKİLDE REFORM YAPILMASI LAZIM”
‘Kara bir delik’ olarak tanımladığı Sosyal Güvenlik Yasası ile oynanmaması gerektiğini vurgulayan Gündüz, “Biz bunu defalarca söyledik. Böyle popülist yaklaşımlar sergileyerek, ‘Bunu benim hakkımdır. Şu benim hakkımdır’ gibi söylemlerden uzak durulması gerekmektedir. Bu tip siyasetler ekonomimizi bu hale getirip, ‘Sizleri emekli ettim. Ben ne vereceksem siz onu alacaksınız kardeşim’ der gibi bir hava var. Bu da tabii ki toplumda istenmeyen sıkıntılara neden oluyor. Ne emekli 7 bin 500 lira ile geçinebilir ne memur 21 bin lira ile geçinebilir ne de asgari ücret alan işçi 11 bin 400 lira ile geçinebilir. Burada çok sıkı bir şekilde reform yapılması lazım” diye konuştu.
“ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ BİZE YETER”
Günümüzde atılacak her adımda ekonomik risklerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Gündüz, birçok festivale imza atan belediyeleri topa tuttu. Gündüz, “Riskten kaçınılması lazım. Artık belediyelerin 10 tane festival değil 1 tane festival yapması lazım. Antalya’nın bir tane festivali var o da Antalya Altın Portakal Film Festivali’dir. Altın Portakal bizlere yeter. Muratpaşa’da ayrı Kepez’de ayrı Konyaaltı’nda ayrı olmak üzere her ilçede farklı farklı festivaller yapılıyor. Bunların hepsi milletin, devletin kasasından çıkan paralar ile yapılıyor. Bu paralar refah paralarıdır” şeklinde konuştu.
Haber: Duygu TEKİN