• imsa
SİYASET Haber Girişi : 20 Mayıs 2020 14:24

Tenzihli Tenkit Olmaz!

Tenzihli Tenkit Olmaz!
Alperen Ocakları Antalya İl Başkanı Numan Çelik, Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarına karşı yapılan saldırıların arttığına işaret ederken "Tenzihli Tenkit Olmaz!" dedi.
Alperen Ocakları Antalya İl Başkanı Numan Çelik, Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarına karşı yapılan saldırıların arttığına işaret ederken "Tenzihli Tenkit Olmaz!" dedi.

Çelik'in açıklaması şöyle: 

Diyanet İşleri Başkanının eş cinsellerle alakalı açıklamalarının ardından gündemimizi meşgul etmeye başlayan sapkın zihniyetlerin önü İstanbul Sözleşmesiyle açılmıştır. Vaktinde bu sözleşmeye karşı duruş sergileyememiş grupların , bizim sapık zihniyetlerle yıllardır süre gelen mücadelemizin yeni farkına varmış olmaları ne kadar hazindir. İnancımızda haram kılınmış, ahlaki değerlerimize ve Türk kültürüne aykırı bu zihniyetle mücadelemiz vaktiyle hukuki boyutlarda yıpratılmaya çalışılmıştır. Allah’ın kurallarını ifade etmek sebebiyle cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalan bir camia olarak İstanbul Sözleşmesinin Lut kavmi artıklarını palazlandırdığını her zaman söylemeye devam edeceğiz.

‘Problemin temelini anlarsak çözüme gitmemiz kolay olur ‘ ;

İstanbul sözleşmesi 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da ülkelere imzaya açılmıştır.  47 ülkeden 11’nin meclisinden geçirmediği, 2 ülkenin imza dahi atmadığı bu sözleşmeyi 12 Mart 2012’de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığında ki TBMM, meclisteki tüm partilerin oy birliğiyle (0 ret) herhangi bir çekince, şerh ve itiraz bulunmadan sorgusuz sualsiz meclisinden geçiren ilk ülke olmuştur. 11 ağustos 2014 tarihinde ülkemizde yürürlüğe girmiştir. Bazı ülkeler kültürel, dini ve toplumsal yapılarını göz önüne alarak sözleşmeye itiraz ederken, sözde siyasal İslamcıların bulunduğu iktidar ve demokratik muhalefet bloğunun bir Rusya bir Amerika bir Vatikan ve bir Azerbaycan kadar dahi dini ve kültürel kaygı taşımaması vahimdir.

Aktörlerin her söylediğini doğru belleyip, içselleştirip, alkış tutup ve dahi destek çıkanların günü geldiğinde uygulamalar sonucu ortaya çıkan hataların yükümlülüğünü yine aynı aktörleri aklamak uğruna, başkalarına atması problemin ta kendisidir. Haliyle olayın müsebbiplerini muhakemelerimizde soyutlayıp kafamızda onları aklayarak ne sorunu, ne müsebbibini ne de çözümünü bulabiliriz. İnsanlar yaptıkları katkı oranınca, tesir etkilerince en tepeden en alta hatanın müsebbibidirler. İstanbul sözleşmesine sebep olanlara, meclisten geçirenlere oy verenler unutmamalıdır ki verdiğimiz oyların da hesabını hesap gününde vereceğiz. Hülasa üzerimize düşen vazife önce kendi yanlışlarımızı düzeltmek daha sonra yanlış yapanlara hatalarını bildirmek, uyarmaktır.

Allah’ın birliği ve peygamberin risaleti dışında ki her konuyu tenzih etmeden tenkit ederek konuşmalıyız.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.