TÜM VAHİYLER TOPLUMSAL SORUNLARI DÜZELTMEYİ HEDEFLER*

  • imsa

Peygamberler farklılık gösterse de hepsinin değişmez ilahi hakikatleri beyan ettiği bilinir. 

Kuşkusuz peygamberlerin üzerinde durduğu temel problem insanların yanlış inançlarıdır. Tevhide davet eden bu elçiler, tevhide aykırı olan bütün anlayışlarla mücadele etmektedir. Tevhid merkezli itikadi ilkelerin Kur’an’ın farklı ayetlerinde beyan edildiği görülür. Bu bakımdan değişmez inanç ilkeleri insanların öncelikle itikadi alandaki sorunlarına ve çıkmazlarına cevap olacak şekilde zikredilir. 

Kur’an’da aktarılan kıssalarda, önceki peygamberler ve onların kavimleriyle mücadelelerine bakıldığında itikadi problemlerle birlikte birtakım ahlaki zafiyetlerin de bulunduğu görülür. Bu bağlamda kavmindeki gayri ahlaki yönelişlerle mücadele eden Hz. Lût’u zikretmek mümkündür. Kavmini uyarırken onların durumlarını “Sizden önceki topluluklardan hiçbirinin (bu ölçüde) yapmadığı iğrençliği mi işliyorsunuz!” şeklinde beyan etmektedir. Onlara yaptıklarının bir hayasızlık olduğunu beyan ederek toplumunun sorununa dikkat çekmektedir. 

Medyen’e peygamber olarak görevlendirilen Hz. Şuayb, kavminin inkârcılığının yanında ölçü ve tartıda haksızlık yapmalarına karşı da mücadele etmiştir. Döneminin toplumsal sorunlarını ele alan bir diğer peygamber Hz. Mûsâ’dır. Firavun hanedanının yeryüzünde baskı ve zulümle hüküm sürdüğü bir dönemde peygamber olarak görevlendirilen Hz. Mûsâ’nın öncelikle bu zalim yönetimle mücadele ettiği görülür. 

Hz. Peygamber’in kendinden önceki diğer peygamberler gibi muhataplarını tevhide, salih amele ve temel ahlaki meziyetlere davet ettiği bilinmektedir. Bununla birlikte peygamberliği süresince döneminin ve içinde yaşadığı coğrafyanın önemli meselelerini de ıslah etmeye çalışmıştır. Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderildiği Arap toplumunda erkeklerin kadından daha üstün ve değerli görüldüğü bir anlayış hakimdir.  Bu bağlamda cahiliye döneminin zulme uğrayan en önemli grubundan biri de kız çocukları olmuştur. et-Tekvîr 81/8, 9. ayetlerde işaret edildiği üzere kız çocukları diri diri toprağa gömülmekteydi. Bazı kadınların henüz doğum gerçekleşmeden evvel çölde uzak bir yerde bir çukur kazıp beklemekte yahut bir kuyunun başında durmaktadır. Doğan bebek eğer kızsa onu çukura atmakta erkek ise sevinerek ailesinin yanına dönmektedir.

Cahiliye toplumunda zulme uğrayan gruplardan biri de yetimlerdi. Kaynaklarda insanların yetimlerin mallarını haksızca gasp ettiği ve bu durumun da bir eziyete dönüştüğü belirtilir. Ayetler yetimleri korumayı ve erişkin oluncaya kadar mallarına sahip çıkmayı emretmektedir.

Cahiliye toplumunda problem yaşanan alanlardan biri de aileydi. Evlilik, boşanma, kadın ve erkeğin aile içindeki konumu toplum içinde sıkıntılara sebep olmaktaydı. Aynı zamanda insanların evlatlık sebebiyle geliştirdikleri yeni ilişkiler, aile yapısında ciddi problemlere yol açmaktaydı. Araplar evlatlığın rahimden kaynaklanan bir haramlığı barındırdığını düşünüyorlar ve evlatlığın hanımını öz evladın hanımı gibi görüyorlardı. Aile ile ilgili meseleleri sağlam bir zemine oturtan Yüce Allah, toplumsal bir sorun haline gelen evlatlığın çocuktan farklı olduğunu beyan edip, öz evlat ile evlatlığı birbirinden ayırmıştır. 

 

Cahiliye döneminde bazı erdemlerin değerli görüldüğü ve bunların övgü makamında zikredildiği malumdur. Bu bağlamda cömertlik, cesaret ve dayanışma gibi hasletlerin Arap şiirlerine konu edildiği ve toplumda değer verilen nitelikler olduğu görülür. Bununla birlikte ahlaki meziyetlerin içselleştirilmediği, takva merkezli bir davranış modelinin geliştirilemediği de bilinmektedir. Bu nedenle toplumun pek çok problemine karşı Kur’an vahyinin hassas davrandığı görülür. Dönemin ve muhatap kitlenin toplumsal sorunları vahyin gündeminde olmuş, sunulan çözümler ise dönem ve coğrafyanın sınırlarını aşarak evrensel bir yapı kazanmıştır.

 

*Bu yazı Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı, Doç. Dr. Ayşe Betül ORUÇ Arş. Gör. Dr Sümeyye SAYĞIN’ın “Vahiy-Muhatap İlişkisinde Kur’an’da Referans Gösterilen Ortak Yönler” adlı makalesinden alıntılanmıştır.