Türk müziğinin vazgeçilmez bir enstrümanı olan saz, yüzyıllardır Türk kültürünün ve müziğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak son yıllarda, saz üretenlerin sayısında gözle görülür bir azalma yaşanıyor. Bu durum, Türk müziği mirasının ve geleneksel saz yapımının geleceği için büyük bir tehlike oluşturuyor.
Antalya’da saz üretimi ve satışı yapan Doğan Kaçmaz, “Saz, Türk müziğinde ayrılmaz bir rol oynamış ve Türk halk müziği ile Türk sanat müziği başta olmak üzere birçok müzik türünde kullanılmıştır. Türk sazı, geleneksel olarak ustalar tarafından el yapımı olarak üretilir ve her bir sazın kendine özgü bir sesi vardır. Bu, sazın değerini ve önemini artırır. Saz Türk müziğinin vazgeçilmez bir parçasıdır ama ne yazık ki günümüzde artık çok fazla saz üreten yer kalmadı. Yakında tamamen yok olmamızdan korkuyorum” dedi.
Son yıllarda saz üretenlerin sayısının önemli ölçüde azaldığına dikkat çeken Yılmaz Çamlıdağ, “Genç nesiller, bu zanaatı öğrenmek ve geleneksel saz yapımını sürdürmek yerine farklı meslek alanlarına yöneliyorlar. Bu da saz üretiminin azalmasına ve geleneksel saz ustalarının sayısının giderek azalmasına neden oluyor. Yanımızda çalıştıracak eleman bulamıyoruz. Eskiden kendileri gelip bu mesleği ve saz çalmayı öğrenmek isterlerdi şimdi ise adeta mumla arıyoruz” şeklinde konuştu.
Saz üretiminin azalmasının, Türk müziği mirasının devamlılığına ciddi bir tehdit oluşturduğuna işaret eden Çamlıdağ, “Eski sazlar bakım ve onarım gerektirdiğinde, saz ustalarının azalması bu tür çalışmaların yürütülmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, geleneksel saz yapımının sürdürülmesi için usta-çırak ilişkisi ve öğrenme süreçleri önemlidir, ancak bu da giderek kayboluyor” açıklamasında bulundu.
Belediyelerin verdiği kurslar arasında saz kurslarının da bulunduğuna işaret eden Mahmut Uysal ise, “Nasıl ki belediyeler saz çalma kursu veriyor ise saz yapma ve saz tamiri gibi kurslar da vermeli. Bizler memnuniyetle öğretiriz ancak öğretecek insan bulamıyoruz. Bu da bizi Türk müziği konusunda endişelendiriyor. Saz, Türk müziği ve kültürünün önemli bir parçası olarak korunmalı ve gelecek nesillere aktarılmalıdır” dedi.
Haber: Yalçın KÜÇÜK