Türkiye’nin Çevresi ve Büyük Güçlerin Hesapları

  • imsa

Türkiye, dünya haritasında jeopolitik olarak benzersiz bir noktada bulunuyor. Üç kıtanın birleşim noktasında yer alan bu ülke, tarih boyunca bölgesel ve küresel güçlerin ilgisini çekmiştir. 

Ancak son yıllarda Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar, savaşlar ve istikrarsızlıklar, bölgeyi adeta bir satranç tahtasına çevirdi. Bu tabloda Amerika, İsrail, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin aktif rol oynadığı ve adeta “büyük güçler oyunu” sergilediği açıkça görülüyor.

Bölgeye müdahil olan büyük güçlerin motivasyonları birkaç ana eksende toplanabilir:

Ortadoğu ve Doğu Akdeniz, dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine ev sahipliği yapıyor. Bu enerji kaynaklarının kontrolü, ekonomik gücü ve küresel etkisi açısından büyük önem taşıyor. 

Amerika ve İngiltere gibi güçler, enerji kaynaklarını ve geçiş yollarını kontrol etmek için bölgede etkin olmayı sürdürüyor. Türkiye'nin çevresindeki enerji projeleri ve boru hatları, bu güçlerin bölgeye olan ilgisini daha da artırıyor.

İsrail, Batı'nın Ortadoğu'daki en önemli müttefiklerinden biri. Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkeler, İsrail’in bölgedeki güvenliğini ve üstünlüğünü sağlamak için her fırsatta devreye giriyor. 

Filistin meselesinden Lübnan'a, İran tehdidinden Suriye’deki dengelere kadar birçok konuda İsrail'in çıkarları Batılı ülkelerin müdahalelerinin merkezinde yer alıyor.

Fransa ve İngiltere gibi eski sömürgeci ülkeler, bölgedeki varlıklarını koruyarak ekonomik çıkarlarını sürdürmeyi hedefliyor. Libya ve Suriye gibi ülkelerdeki çatışmalara bu ülkelerin müdahil olması, geçmişteki nüfuz bölgelerini koruma çabasının bir yansıması. Ayrıca, Amerika’nın Ortadoğu’daki askeri üsleri, bölgesel gücün Batı’nın elinde kalmasını sağlıyor.

Türkiye, son yıllarda hem ekonomik hem de askeri alanda bağımsız politikalar izlemeye başladı. S-400 alımı, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama faaliyetleri ve Suriye’deki terör örgütlerine yönelik operasyonlar, Batılı ülkelerin Türkiye’ye yönelik dikkatlerini artırdı. Türkiye’nin yükselen bu rolü, Batılı güçlerin kontrolü altındaki geleneksel düzeni tehdit ettiği için, bölgedeki olaylara müdahale eden güçler Türkiye’nin etkisini sınırlamayı hedefliyor.

Türkiye, doğusunda ve güneyinde yıllardır süregelen savaşlar ve istikrarsızlıklarla yüzleşiyor. Irak’taki bölgesel yönetim sorunları, Suriye’deki iç savaş, İran’ın uluslararası baskılarla şekillenen politikaları ve Kafkaslar’daki çatışmalar, Türkiye’yi doğrudan etkiliyor. Bu bölgelerde oluşan boşluklar, Batılı güçlerin müdahalelerini kolaylaştırırken, Türkiye için büyük riskler oluşturuyor.

Türkiye’nin bu zor coğrafyada güçlü ve bağımsız bir politika izlemesi hayati önem taşıyor. Bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanması için Türkiye’nin:

Bölgedeki ülkelerle iyi ilişkiler geliştirerek Batılı müdahalelere karşı bir denge oluşturması gerekiyor.

Askeri gücünü artırarak dış müdahalelere karşı caydırıcılığını sürdürmeli.

Enerji kaynakları ve dış ticaret politikalarıyla ekonomisini daha dirençli hale getirmeli.

Rusya, Çin ve diğer bölgesel güçlerle stratejik işbirlikleri yaparak Batı’nın tek taraflı baskısını azaltabilir.

Amerika, İngiltere, Fransa ve İsrail gibi ülkelerin Türkiye’nin çevresindeki olaylara müdahil olmalarının temel sebebi, bölgeyi kontrol etme ve kendi çıkarlarını koruma çabasıdır. Ancak bu güç dengeleri içerisinde Türkiye, tarihten aldığı miras ve jeopolitik konumunun verdiği avantajlarla kendi bağımsız politikasını kararlılıkla sürdürmelidir. Bu coğrafyada güçlü ve söz sahibi olmanın bedeli ağır olsa da, tarih bize gösteriyor ki Türkiye bu zorluklarla baş edebilecek bir potansiyele sahiptir.

Büyük güçlerin oyununa karşı uyanık olmak, iç dayanışmayı güçlendirmek ve bağımsızlık ilkesine sıkı sıkıya sarılmak, Türkiye’nin geleceği için en doğru yol olacaktır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.