Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, TİS görüşmeleri öncesi iş kollarıyla ilgili taleplerini açıklamayı sürdürdü. SES’in Üniversite Hastaneleri’yle ilgili talepleri bugün kamuoyuyla paylaşıldı. Konuyla ilgili açıklamayı yapan SES Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Çelik ‘’Üniversite hastaneleri sağlık hizmetlerinin önemli parçası ve nitelikli sağlık hizmeti üretiminin de en belirleyici unsurlarından olmasına rağmen sağlık sistemimiz içerisinde üvey evlat olarak görülmektedir’’ dedi.
‘’Tıp insanları özel sektöre yöneliyor’’
Temel görevi eğitim, öğretim ve araştırma olan devlet üniversite hastanelerinin bu kimliğinden çoktan çıkarılıp devlet hastanesi kimliğine sokulduğunu belirten Çelik, ‘’Yeterli personel istihdamı yapılmayarak tüm çalışanlar angarya çalışma koşullarına maruz bırakılmıştır. Özellikle asistan hekimler hasta, iş yükü ve angaryalar nedeniyle eğitim için yeterli zaman bulamazken, öğretim üyeleri de finansal baskılar nedeniyle hizmet ağırlıklı çalışmaya zorlanıyorlar. Ek ödeme, performans, teşvik ve ücret baskısı nedeniyle alanında isim yapmış tıp insanları kamusal alandan çekilerek özel sektöre yöneliyor. Bir kısmı ise yurt dışına gidiyor. Sadece parası olanlar şifa buluyorlar’’ diye konuştu.
Tüm sağlık emekçilerinin korkmadan ve yılmadan hakkını savunacaklarını ve SES’i olacaklarını dile getiren Çelik, ‘’Şimdi de Ağustos ayında imzalanacak 2024-2025 yılları arasındaki mali, sosyal ve çalışma alanımıza ilişkin koşulları düzenleyen Toplu İş Sözleşmesi sürecinde haklı ve meşru taleplerimizi, TİS masasına taşımak için bir araya gelip birlikte mücadele etmek zorundayız. Aşağıda yer alan taleplerimiz TİS masasına taşınana kadar mücadeleden başka yolumuz yok’’ diye kaydetti.
Talepler sıralandı.
Ekrem Çelik Üniversite Hastaneleri için taleplerini tüm sağlık emekçileri adına şu şekilde sıraladı: Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın. Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın. Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın. Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın. Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın. Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.’’
İlayda ZEYBEK