Allah-u Teâlâ tarafından bir erkek bir dişiden yaratılıp tanışmaları istenen insanlar; Kavim kavim olsalar da (Hucurat suresı/13) Kuran-ı kerimin ifadesiyle inanç olarak iki gruba ayrılırlar. Üçüncü inanç grubu olmayan bir seçenek. Bir kişi ya Müslüman dır ya da Müslüman değildir. Üçüncü bir şık veya ikisinin ortası yoktur. Lakin Allah-u Teâlâ yarattığı bir kula diğerinin inancını teşhis etme hakkını vermemiştir. Bir kişinin diğer kişiye sen Müslüman, sen kâfirsin yok şu münafık deme hakkı yoktur. Taki diğeri davranış ve söylemleriyle tarafını belli etmemiş olsun. Allah-u Teâlâ Kuran-ı kerimde mülk suresi 2. Ayetinde O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır buyurmuyor mu? Hayat, amel ve ölümün buluştuğu tek yer var; Dünya. Allah-ü Teâlâ katında yarattığı insanın imtihan alanı olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Dünya ve hayatı hakkında şöyle buyuruyor; Biliniz ki Dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. (HADİD/20)
Dünya ve hayatı Allah-u Teâlâ katında hiçbir değeri olmamakla birlikte, bizim için sonsuz hayatta hak edeceğimiz makamın kazanıldığı mekan olmasından dolayı kıymeti hiçbir şeyle ölçülemez. Bundan dolayı Allah Resulü(s.a.v)Dünya ahiretin tarlasıdır.(Aclûnî,Keşfu'l-Hafa, I/412) buyurmuştur. Allah-u Teâlâ dünyayı ihmal etmeden ahretimizi kazanmamızı istemiştir (kasas/77).
Ben Müslümanım iman ettim demek bir iddiadır. Bu iddiada bulunan imanını Dünyada Allah-u Teâlâya ispat etmek zorundadır. Çünkü söylenen sözün ispat yeri Dünyadır. Bunun misali Dünya hayatı üç günlük; Ahiret hayatı sonsuz demek de bir iddiadır. İman gibi bu sözünde yaşantıyla Dünyada ispatı gerekir. İman noktasında yalan söylem ile doğru söylemi ince bir çizgi ayırır. İslami literatürde bu ince çizgiye amel veya hareket deriz. İddia eden kişi iddia ettiği imanı hareketleriyle ispatlamakla yükümlüdür. Bunun için söylenen sözün yerine getirilmemesi veya iddia edilen değerlerin ispatının yapılamamasına YALAN denmektedir. Sözünü veya iddiasını ispatlayamayana da YALANCI denir.
Zamanı gerektiği gibi kullanamamak Modern toplumun en büyük problemi. Zaman problemi dedikse dünyalık işler için değil. Zaman problemi hep nedense dini konularda oluyor. Bir yandan Dünya üç günlük diyoruz. Lakin bir yandan da Cenneti Dünyada inşa etmek için haftanın yedi günü gece demeden gündüz demeden çalışıyoruz.Bir yandan Dünya Hz Süleyman a bile kalmadı diyip bir yandan da Evlerimize ev, arabalarımıza araba, paralarımıza para katıyoruz.Şükür ki dünya üç günlük.Allah muhafaza dünya ya bir haftalık olsaydı, ne olurdu halimiz?
Müslüman inancının olmazsa olmazlarından biride görmesek te dokunamazsak ta Ahrete ve sonsuz hayata inanmaktır. Sonsuz hayata inandığımızı söylemekle birlikte; aynı inancı pratikte göstermede zorlanıyoruz. Sonsuz hayat için gerekli olan dini vecibeleri yapmaya sıra geldiğinde dünyalık işlerimizi yaptığımız aşktan şevk ten yoksunuz. Vakit bulamamak, yorgun olmak başta olmaz üzere yüzlerce mazeret buluyoruz. Bir sayfa dini bir kitap okumaya vakit bulamayan Müslümanlar, yüzlerce binlerce sayfa roman, gazete, sanal dünya yazılarını okumaya nasıl oluyorsa vakit bulabiliyorlar. Ondan sonrada hiç sıkılmadan dünya üç günlük ahret sonsuz derler.
Hani Müslüman iki kanadı olan bir kuş misaliydi. Bir kanadı Dünya bir kanadı Ahretti. Hani İnsan nasıl et kemikle bir bütünlük arz ediyorsa Müslümanlık da Dünya ve Ahretle bir bütünlük arz ediyordu. Ne çabuk unuttuk, Dünya üç günlük Ahret sonsuz derken; şu üç günlük Dünya hayatını Ahrete yönelik düzenleyeceğim iddiasında bulunduğumuzu; Allah-u Teâlâ ile pazarlık yaptığımızı ne oldu da unuttuk. Hangi Dünya nimetleri bu sözlerin hesap günü aleyhimizde kullanılacağını bize unutturdu? Biz Allah-u Teâlâ ya verdiğimiz sözleri unuttuk, biz unuttuk diye (Haşa) Allah-u Teâlâ damı unutacak?
Gaybın anahtarı elinde olan Allah-u Teâlâ yarattığı insanın sinelerindekini en iyi bildiğinden Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyuruyor; Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde,yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır?
GERÇEKTEN İNSANLARIN ÇOĞU, RABLERİNE KAVUŞMAYI İNKÂR ETMEKTEDİRLER. (RUM/8)