Türk futbolunda sular durulmuyor. Her sezon tartışmalı hakem kararları, skandallar ve kaos eksik olmuyor. Ancak Galatasaray - Adana Demirspor maçında yaşananlar, futbolseverlerin sabrını taşıran son damla oldu. Hakemin tartışmalı bir penaltı kararı sonrası Adana Demirspor’un sahadan çekilmesi, spor tarihimize kara bir leke olarak geçecek gibi görünüyor. Peki, bu noktaya nasıl geldik?
Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak’ın maçtan sonra yaptığı açıklamalar sadece bir kulüp başkanının öfkesiyle açıklanamaz. Sancak, düdüklerin sadece sahadaki futbolcuları değil, bahis piyasalarını da yönettiğini ima etti. Açıkça söylemese de, futbolun kirli eller tarafından nasıl yönetildiğine dair güçlü bir mesaj verdi.
Bu sözler, Türkiye’de futbolun temizliğini sorgulayanların sayısını artırdı. Gerçekten de son yıllarda bazı hakem hataları öyle kritik anlarda, öyle şüpheli pozisyonlarda geliyor ki, futbolun doğallığına inananları bile şüpheye düşürüyor. Peki, işin içinde gerçekten bahis var mı?
Futbol dünyasında dönen para inanılmaz büyük. Sadece saha içindeki transferler değil, saha dışındaki bahis gelirleri de korkunç boyutlara ulaştı. Dünya genelinde yasa dışı bahis pazarının 1.7 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de iddaa üzerinden milyarlarca liralık bahis oynanıyor.
Bahis oynayan insanlar, büyük oranda "sürpriz" sonuçları bekler. Şaşırtıcı hakem kararları, beklenmedik kırmızı kartlar, "garip" penaltılar işte tam da bu noktada devreye giriyor. Bir maçın kaderi, tek bir düdükle değişebilir. Bahis baronları da bunu iyi biliyor.
Peki, bu sistemin içinde kimler var? Sadece hakemler mi? Kulüp yöneticileri, futbolcular, federasyon yetkilileri de bu düzenin bir parçası olabilir mi?
Şu soruyu sormamız gerekiyor: Futbolu kim yönetiyor? TFF mi? Kulüpler mi? Yoksa perde arkasındaki bahis ağları mı? Eğer bir spor müsabakasında adaletten söz edemiyorsak, sahadaki 22 futbolcunun mücadelesi yerine, masadaki para trafiğini konuşuyorsak, o spor artık temiz değildir.
Türkiye futbolunun geleceği için bir şeylerin değişmesi şart. Ancak bu değişim, sadece hakem atamalarını yenilemekle olmaz. Futbolun temizlenmesi için şeffaflık, bağımsız denetim ve sert yaptırımlar gerekiyor.
Eğer bu sistem temizlenmezse, yakında Türkiye’de futbol sahada değil, bahis kuponlarında oynanan bir oyuna dönüşecek. O zaman sahada mücadele eden futbolcuların, tribünde coşan taraftarların değil; bahis baronlarının ve masa başı oyunlarının kazandığı bir düzen izleyeceğiz.
Ve işte o gün geldiğinde, artık hiçbir düdüğe şaşırmayacağız.