YÜRÜYEN İBİBİK KUŞLARI

  • imsa

   Allah-u Teâlâ’nın biz insanlara bahşettiği nimetlerden biride zaman veya vakittir. Kontrolü elimizde olmamasına karşın onu en güzel şekilde değerlendirmek ise bizim elimizdedir. İnsan hayatı boşluk kabul etmediği için akıp geçen zaman sürecinde Ölene kadar hayatımızın her safhasında muhakkak bir şeylerle meşgul olmak zorundayız. Bu zorundalıktan dolayı meşgul olduğumuz işler, inancımız ve bilgimizle doğru orantılı olarak faydalı, faydasız ve zararlı olmak üzere üç grupta toplanır. Üç günlük dünya dediğimiz bu hayatta hem Dünyada hem de ahirette faydalı olması bakımından yapabileceğimiz en önemli işlerden biride, ilimle haşır neşir olmaktır.

   Bir kısım insanlar için gericilik olarak kabul edilse de Allah-u Teâlâ tarafından ilk sırada kabul gören ilimlerin başında İslami ilimler gelir. İslami ilimleri öğrenmekle alakalı gerek kuranı kerimde  (zümer/9) gerekse hadislerde (Beyhakî, 1410,2/253) çokça teşvik vardır. İnsanın Allah’u Teâlâ’yı tanıması ve dininin öğrenmesinin yolu İslami ilim tahsilinden geçer. Bunun için olsa gerek ki Taha suresinin 114 ayetinin sonunda Allah’ Teâlâ şöyle dua etmemizi istiyor. ‘’Rabbim, ilmimi arttır’’. İnsanlar İnandıkları dinin mahiyetini Çoğu zaman bireysel olarak öğrenme gayreti içinde olsa da, tek başına çözemedikleri veya öğrenemedikleri inançlarıyla alakalı konuları vuzuha kavuşturmak için zaman zaman bir araya gelirler. Bir araya gelirler gelmesine ama, bir müddet sonra geliş amaçları ile yaptıkları sohbetler paralellik arz etmez. İslami bir dernek vakıf ve grup şemsiyesi altında dinini öğrenmek için bir araya gelen bu insanların, sohbetlerin mahiyeti nedense İslami konu olmaz. İlginç olan İslami sohbet için bir araya geldikleri halde, nedense İslami konunun dışında her şeyi konuşurlar!

   Birçok kitapta yazan ve hocaların hadis diye anlattığı lakin hadis olmayan İlk devir sûfî’lerinden Abdülaziz b. Revvâd’a (ö. 159/776)  ait olup rüya yoluyla peygambere isnat edilen bir söz vardır. İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR. Hadis olmamasına rağmen mana itibariyle anlam yüklü olan bu söz, bir insanın gerek ilim gerekse hareket olarak daima pozitif olmasını ifade eder. Diğer bir bakış açısıyla ilim yolunda geçmişe değil bugüne bakmak gerektiğini bize anlatır. Aynı şekilde Hz Ömer’e atfedilen bugün Allah için ne yaptın sözü ise dün yaptıklarını unutup, her güne sıfırdan bismillah denmesi gerektiğini en güzel şekilde anlatır. Allah’ın rızasını isteyen Müslümanların dün yaptıklarıyla yetinmeyip, her yeni günde sürekli kendimizi bilgi olarak geliştirmemiz, ilim öğrenmede süreklilik arz etmemiz gerektiğini bizlere hatırlatır.

   Allah-u Teâlâ’nın dinini öğrenmek için bir araya geliyoruz diyen Müslümanlar, bir araya geldiklerinde Allah’ın dini hakkında değil de başka konulardan konuşuyorlarsa, akla ilk gelen sebep konuşacak yeni bir şeyleri yok demektir. Okumayan yeni şeyler öğren(e)meyen kendini geliştir(e)meyen Müslümanlar ya tereciye tere satar misali birbirlerine bildikleri şeyleri tekrar edip duracaklar. Ya İbibik kuşunun boş kaldığında yavrusunu gagalaması gibi birbirlerini gagalayıp duracaklar; Yâda Siyaset konuşmaktan fırsat bulurlarsa cek çak edebiyatına geçecekler. Onu yaptık bunu yaptıklarla kendilerini avutacaklar.

   DÜN YAPTIKLARINIZ ARTIK DÜNDE KALMIŞTIR. Önemli olan bugün ne yaptınız veya yapacaksınız. Dün veya geçmişte şunu şunu yaptım demek aynı zamanda bugün hiç bir şey yapmadığınızın ve yapmayacağınızın bir itirafıdır.

   Platon'un öğrencisi,  Büyük İskender'in hocası Aristoteles şöyle der:

BOŞUNA KENDİNİZİ KANDIRMAYIN; SÜREKLİ YAPTIĞINIZ ŞEY NEYSE SİZ OSUNUZ.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.